7 Ağustos 2010 Cumartesi

CHP yine mi rol çalacak?

Geçtiğimiz hafta sonu ülkemizin kadim devlet partisi CHP'nin 33. olağan kongresini idrak ettik. Beklenmedik bir takım gelişmeler sonucunda bir anda ortaya çıkan ve seçilen yeni (Neresi yeni?) CHP Genel Başkanının kurultay konuşmasını hepimiz dinledik. Görülen o ki CHP'nin yeni Genel Başkanıyla birlikte eskisinden daha fazla iş, işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk sözcükleri havada uçuşacak. Peki liberal siyasete sahip partilerin dahi işsizliği ve yolsuzluğu bitireceğiz söylemlerine sahip olduğu günümüzde CHP'yi onlardan farklı kılan ne? Ya da doğru soru şöyle olabilir: Bundan sonra CHP'yi hangi yeni söylemine / eylemine bakarak sol kabul edeceğiz?

Sıradan bir merkez partisinin söyleyebileceği söylemlere sahip, Kürt sorununu işsizliğe ve yoksulluğa indirgeyen, Ergenekon'u bir takım aydınların uzun süre tutuklu kalmalarıyla sınırlayan, Alevileri ise es geçen bir bakış açısını neden sol saymalıyız? Eşitlikçiliği andıran popülist bir “yarattığımız katma değeri hakça bölüşeceğiz” söylemine bakarak kırk yıllık kaninin yani, CHP'nin de birden solcu oldouğuna / olabileceğine nasıl ikna olacağız?

Popülist söylemlere tav olup solun yeniden salt, mutlak ve ekonomik bir eşitlik yanılsamasına geri çekilmesine sessiz kalarak yeniden yerinde say komutunun gereğini mi yerine getireceğiz?

Milletvekillerinin Dersim katliamını övenlerden, insanların kökenlerinde Ermenilik olabileceğini bir suçmuş gibi öne sürenlerden, üniversitelerde kurduğu ikna odalarını hala savunanlardan geçilmediği bir partiyi, sırf genel başkanı “faşizme geçit yok” gibi kime ve neye yönelik olarak söylendiği belli olmayan ama tarihsel bir anlamı olan sloganı kullandı diye faşizme karşı mı kabul edeceğiz? Hem de milletvekilleri arasında 'MHP ile farklı olduğunuz noktalar nelerdir' sorusuna yanıt veremeyip bunun yerine ortak özelliklerini sayan kişiler olduğu halde.

Yıllardır bildik statükocu, devletçi, milliyetçi ve militarist bir politikayı sürdüren CHP'yi şimdi yeni genel başkanı birkaç popülist retorik kullandı diye solcu ve demokrat ilan etmek, 'Çarşı grubu' birkaç protest tezahürat yaptı diye Beşiktaş'ı halkın takımı ilan etmeye benziyor.

Peki, bu durum yeni veya eski solcular, özgürlükçü sosyalistler açısından neyi getirecek? “Eski” sol halihazırda zayıf. “Yeni” bir başlangıç iddiasında bulunanlar ise kontrpiyede yakalanmış gibiler. İdeolojik tutarlılığını ve pratik hareketliliğini bir türlü tutturamamış olan Sol şimdi bu estirilen kasketli Kılıçdaroğlu rüzgarı karşısında nasıl duracak?

Kasketli Kılıçdaroğlu rüzgarı geçene dek afişe pankarta para harcamayalım da bir yöntem elbette ama asıl sorun Solun bir kere daha yerinde saymasına, CHP'nin yine rol çalmasına izin verilecek mi? Yeni ve eski solcuların, özgürlükçü sosyalistlerin önlerindeki bu önemli soruya nasıl bir yanıt üreteceklerini ise önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz.

0 yorum: