GUE/NGL

Geçen Eylül’de yapılan seçimlerde, seçmenler SYRIZA’nın iki eksene dayanan yeni siyasi programını kabul etti:

GUE/NGL Milletvekillerinin Diyarbakır’ın Sur İlçesine Girmelerine İzin Verilmedi

GUE/NGL heyeti, Türkiye ziyaretine dair raporunu Strazburg’da 8 Mart günü saat 17.30’da açıklayacak.

GUE/NGL

Cizre sakinlerine yönelik ölümcül saldırıları en güçlü şekilde kınıyoruz.

21 Eylül 2012 Cuma

Et ve Balık Kurumu-Katalonya Kombinası

Ekonomik krizden bir türlü kurtulamayan İspanya'nın başbakanı, Katalonya'nın daha fazla mali özgürlük talebini anca beraber kanca beraber diyerek reddetmiş. Bunun üzerine Barselona'da yapılan Katalonya bağımsızlık yürüyüşüne 1,5 milyon civarında insan katılmış. Katalonya'nın nüfusunun 6,5 milyon olduğunu düşünürsek işin ciddiyeti anlaşılır sanırım.

Şimdi ister misiniz Katalanlar bağımsızlık referandumu yapsın? Ben isterim şahsen. Bana ne elalemin İspanyası bölünmüş bölünmemiş... Katalanlar nasıl isterlerse öyle olsun.

Neyse, halbuki İspanya hükumeti Barselona'ya birkaç fabrika ve muhakkak Et ve Balık Kurumu açsa Katalanların bağımsızlık diye bir derdi olmazdı. Zaten Katalonya ve Bask Ülkesi, İspanya'nın en yoksul parçaları. (Mesela Barselona, tek başına İspanya ekonomisinin 1/5'ini temsil etmiyor)

19 Eylül 2012 Çarşamba

Elalemin polisi

Geçen gün İngiltere'de iki polis memuru öldürüldü. Biliyorsunuz İngiltere'de özel kuvvetler ve polis birimlerinin bir takım ekipleri hariç, polis sokakta silah taşımıyor.

Her benzer olay üzerine olduğu gibi bu olay üzerine de polisin silahı olsun mu olmasın mı tartışması yapılıyor. Şöyle görüşler var:

1) İngiltere'de 2006 yılında Polis Federasyonu'nun 47.328 üyesi arasında yapılan ankette, %82'sinin görev başında silah taşımak istemediği ortaya çıkmış.

2) Polisin silah taşımasının, polisin öncelikli olarak devletin değil de halkın hizmetinde olması gerektiği ilkesini ihlal edeceği düşüncesi varmış.

3) Bir de 12 yıllık bir polis memuru, "Silah kullanmak yerine iletişim kurmak daha iyi ve silah taşımak polisin kendisine aşırı güven duymasına neden olabilir" demiş.

Çok şükür bizim ülkedeki polisin kendine aşırı güven veya halka hizmet etmeme diye bir sorunu yok. Havaya ateş açıp kimseyi öldürmüyorlar veya insanın gözünü kör edercesine coplamıyorlar. Ya bir de tersi olsaydı? Düşünsenize sürekli gaz, cop ve silah kullanmak gibi alışkanlıkları olsaydı kim bilir ne çok insan sakat kalırdı veya ölürdü...

Maazallah!

Hamiş: İngiltere polisine sempati varmış gibi anlaşılmasın. Netice polis, polistir.


17 Eylül 2012 Pazartesi

T.A.M.L.

RTE: "İmam hatip okullarından terörist yetişmediği için mi imam hatip okullarını kapattınız? Anarşistler yetişmediği için mi imam hatip okullarını kapattınız? Vatana hizmet aşkıyla yandıkları için mi imam hatip okullarını kapattınız?"

Evet. İmam hatip okullarının kapatıldığı dönemde, memlekette çok fazla terörist, anarşist ve vatan haini açığı vardı. Bir zamanlar terörist, anarşist ve vatan haini bakımından dünyanın kendi kendine yeten 7 ülkesinden biriyken artık ithalat yapar duruma gelmiştik. Takdir edersiniz ki yurt dışından gelen terörist ve anarşistler ama bilhassa da vatan hainleri istediğimiz standartlara tam olarak sahip olamıyorlardı. Malum, bu konuda yüksek standartlara sahibiz. İşte bu yüzden imam hatip okulları kapatılıp yerine pek çok yerde "Terör ve Anarşi Anadolu Meslek Lisesi" açıldı.

Bugün memleket terörist, anarşist ve vatan haini bakımından olağanüstü bir zenginliğe sahipse işte bu yüzdendir.

Bunu anlamak bu kadar zor olmamalı...

14 Eylül 2012 Cuma

Yeni Kurulacak Parti, Orta Sınıf Partisi mi Olacak?


Turnusol: AKP değişti, sol da değişebilir

Yazıda eleştirdiğim bir sürü şey var ama: "Özgürlükçü sol ve EDP bu seçkinci damara saplanmayan ve toplumcu perspektife sahip ender oluşumlardan biridir." dedikten sonra belki de soldaki en seçkinci kesimleri örgütlenme yolunda ilk hedef olarak görmek de doğrusu pek ilginç olmuş: "Bu yönde atılacak ilk adım, kendi yakın çevremizde örgütlü olan ve yeni sol anlayışı zenginleştirecek STK’larda yer alan ya da muhalif çevrelerin çeperlerinde duran orta sınıf, genç ve orta yaşlı kesimler olmalıdır."

10 Eylül 2012 Pazartesi

Tüm Dünyada O Zaman, Tek Ülkeydi Şili...

SSCB'nin Allende anısına bastığı pul
Yıl 1973... Ve 11 Eylül Perşembe... Tüm dünyada ozaman tek ülkeydi Şili. Kendi kaderini çizebilmiş, demokratik bir Şili...

Salvador Allende, demokratik seçimle iktidara gelen ilk marksist devlet başkanıydı. Üstelik 1970'te ilk defa kazandığı seçimlerden sonra 1973'teki seçimleri de oyunu artırarak kazanmıştı. Ta ki "Ülkesinin insanlarının sorumsuzluğu yüzünden bir ülkenin komünist olmasına seyirci kalamayız. Meseleler, Şilili seçmenlerin kararına bırakılamayacak kadar önemlidir." diyen ABD başkanı Nixon'un ulusal güvenlik danışmanı Henry Kissinger'in sözlerini emir kabul eden General Augusto Pinochet darbeyle iktidarı ele geçirene dek.

Teslim ol çağrılarını reddeden Salvador Allende, Başkanlık sarayına havadan ve karadan yapılan saldırılara direndi ve Radio Magallanes'den Şili halkına son konuşmasını yaptı: