Yunanistan parlamentosunun cumhurbaşkanı seçmeyi başaramaması yüzünden ülkede erken seçime gidilecek olması ve bu seçimde Syriza’nın, Yunanistan’da iktidara geleceğine dair çok emareler görülmeye başlanması nedeniyle Türkiyeli sosyalistlerde bir “Aslında Syriza bize benziyor” heyecanı başladı. Herkesin kendisini Syriza’ya değil ama Syriza’yı kendisine benzetmesi, sekterliği ve kendisini her daim sol politikanın merkezinde görmesiyle namlı Türkiyeli sosyalistler için tuhaf olmasa gerek.
Bunun doğru olup olmadığını öğrenmek için Syriza’nın nasıl Syriza olduğuna dikkatlice bakmak gerek. Sözcük olarak Syriza bir kısaltma ve açılımı şu şekilde: “Synaspismos Rizospastikis Aristeras” yani “Radikal Sol Koalisyon”. Adından da anlaşıldığı üzere solda yer alan pek çok siyasi parti, örgüt, sosyal hareket ve bağımsız bireylerin bir araya gelmesiyle kurulmuş bir yapı. Bir seçim koalisyonu olarak kuruluşu 2004 genel seçimlerine dayansa da siyasi parti olarak kuruluşu, seçim koalisyonlarının siyasi partiler kadar oy alsa dahi aynı sayıda milletvekili çıkarmasına engel olan yasa nedeniyle 2013 yılında oldu.
Parti çeşitliliği Türkiye’den hiç de geri kalmayan, Stalinist’ten Troçkist’e, Maocu’dan Avrukomünist’e irili ufaklı –çoğunlukla ufaklı- yüzlerce legal ve illegal örgüte sahip olan Yunanistan solu, buna karşılık bir araya gelme, ittifaklar kurma konusunda Türkiye’den kat kat ileride. İşte Syriza, yasaların iteklemesinin katkısı olsa da, bu bir araya gelme ve ittifak kurmaların şimdiye dek en başarılı örneği olmayı başardı. Başta en büyük bileşeni Synaspismos olmak üzere çok sayıda Syriza bileşeni, yeni partide yer almak için kendi tüzel kişiliğinden vazgeçti. Şu anda parti içinde Birleşik Platform, Sol Platform, Komünist Platform gibi fikri farklılarla oluşmuş gruplar var.
2004 yılındaki Syriza’yı kuran yapılar şöyleydi: Synaspismos, Komünist Ekolojik Sol Yenilenme, Enternasyonalist İşçi Solu, Birleşik Sol Eylem Hareketi, Etkin Yurttaşlar, diğer bağımsız sol grup veya bireyler. Bunların arasına yenileri katılıp ayrılanları olmakla birlikte esas belirleyici olan içlerindeki en büyük yapı, kendisi de yine bir tür koalisyon olan Synaspismos’tu. Synaspismos, Sovyet yanlısı Yunanistan Komünist Partisi ile Avrokomünist Yunanistan Komünist Partisi’nin seçim ittifakı olarak hayata geçirilmiş, Sovyet yanlısı Komünist Parti’nin ittifaktan ayrılmasıyla siyasi partiye dönüşme kararı almış ve öyle devam etmişti. (Bu kısımlara bundan daha fazla girmemekte fayda var yoksa Yunanistan solunun labirentlerinde kaybolma riski büyük).
Syriza kendisini “kökleri Yunan bağımsızlığı, demokrasi ve emek mücadeleleri ve Yunanistan’daki anti faşist hareketlere dayanan demokratik ve radikal solun partisi” olarak tanımlıyor ve “parti, kimliğini emek hareketinin değerlerinin, ekoloji, feminist ve diğer sosyal hareketlerle sentezi üzerine inşa eden pek çok farklı ideolojik akım ve sol kültürlerden oluşuyor. Bu nedenle logosunda kırmızı, yeşil ve mor olmak üzere üç bayrak bulunmaktadır.” diye ifade ediyor. AB’ye dair görüşleri ise şöyle: “Syriza, (AB’ye) egemen olan aşırı neoliberal ve avro-atlantic politikaları reddeder ve sosyalist ve demokratik bir geleceğe yol açılması için (AB’nin) demokratik, sosyal, barışçıl, ekolojik ve feminist bir Avrupa yönünde radikal bir şekilde dönüştürülmesi gerektiğine ve dönüştürülebileceğine inanır”.
Yani Synaspismos ve şimdi de Syriza, Türkiyeli sosyalistlerin büyük çoğunluğu kısmı tarafından uzun yıllar boyunca lanetlenmiş Avrokomünist görüşlerin yönlendirdiği partiler. Syriza, yine kendisine benzer sol, sosyalist, ekolojik, feminist partilerin oluşturduğu, Avrupa çapında ortak bir politika yürütebilmek iddiasıyla kurulan Avrupa Sol Partisi’nin üyesi ve parti programı veya seçim bildirgelerinde, yine Türkiyeli sosyalistlerin çoğunluğu tarafından kapitalist, emperyalist, sömürücü bir birlik olarak görülen AB’den ve onun para birimi olan Avro’dan çıkmak gibi bir politikası da yok. Bu nedenle ülkesindeki diğer bazı sol partileri tarafından liberal, sosyal demokrat, reformist, yeni Pasok gibi ifadelerle itham ediliyor.
Syriza’yla benzeşme iddiasında bulunan HDP ve BHH’de ise Syriza’yı sosyal demokrat veya liberal olarak değerlendiren yapılar mevcut. Özellikle BHH içerisinde bu farklı bakış açısı oldukça belirgin. ASP üyesi olan ÖDP Syriza desteklemekteyken her iki KP de kardeş partileri olarak gördükleri Yunanistan Komünist Partisi gibi Syriza’yı işçiler ve emekçileri kandıran bir parti olarak görüyorlar.
Hâl böyleyken son zamanlardaki seçim başarısı ve popülaritesi nedeniyle olası bir erken seçim zaferinin yaratacağı sol rüzgardan faydalanmak için Syriza’yı kendine benzetenlerin, sanırım Syriza’nın nasıl bir yapı ve ideolojik yönelime sahip olduğunu bilmesi ve buna göre sözünü kurmasını gerekir.
Sonra vay ben duymadım, bilmedim olmasın…
0 yorum:
Yorum Gönder