Beş yıllık ekonomik durgunluk, yaygın işsizlik, artan yoksulluk ve sosyal bozukluklardan sonra değişim umuduna sarılarak önümüzdeki seçimlerde SYRIZA zaferini bekleyen yüz binlerce insan arasında bazı endişelere sahip olanlar var. Bunlar kısmen, bir SYRIZA hükumetinin sıkı önlemlerin ve aşırı neoliberal politikaların boyunduruğunda acı çeken insanların değişim yönündeki büyük beklentilerini karşılarken ekonomik ve sosyal krizin çıkardığı güçlüklerle nasıl baş edebileceği endişelerinden kaynaklanıyor. Pek çoğu Sol’un iktidara geleceğini öngörmemişti, öngörenlerin de SYRIZA’nın yükselişi karşısında ezberleri bozulmuş gibi görünüyor.1917’den bu yana Sol’un iktidarı, devrimci bir kopuş ve değişim talep eden devrimci hareketlerin zaferine dayandırılıyor.
Rusya, Çin, Küba, Vietnam, Nikaragua’da devrimci değişim, köylüler, işçiler, meslek sahipleri ve diğerleri tarafından desteklendi, ilerletildi ve meşrulaştırıldı. Benzer bir durum olarak Nazi işgali sırasında, Yunanistan’daki solcu direniş hareketi binlerce kadın ve erkeği radikal sosyal bir değişime yol açacak bir Kurtuluş fikri etrafında harekete geçirmeyi başardığınca devrimci bir eşiğe yaklaşmıştı. Radikal sosyal bir değişimin ön koşulu olarak kitlesel hareket ve sosyal ayaklanma fikri on yıllardır Sol’un hayallerini süslüyor. Savaş sonrası Avrupa’da Sol, çağdaş toplumların karmaşıklıklarına artık denk düşmediğinden dolayı devrim amacını bir kenara bıraktı ama taban hareketlenmesi için hâlâ uğraşıyor. Son yıllarda Sol, küreselleşme karşıtı protestolardan yakın zamandaki “Occupy” girişimlerine kadar farklı yerlerde bu tür bir hareketlenmeyi başlatabilmeyi defalarca denedi. Yunanistan’daki “meydan” hareketinde olduğu gibi bu girişimlerin sonuçlarının bazıları etkileyiciydi ama kısa ömürlü oldular. Devinim, bir gösteri ve harekete geçme dalgası olarak yükseldi ancak uzun süreli bir hareket çıkarma konusunda başarısız oldu.
Kısaca Yunanistan’da Sol, bir hareketin desteği olmadan iktidara geliyor. Yani sendikalar, öğrenci birlikleri, mahalle meclisleri, kooperatifler vb. “sivil toplum” yapılarından çok parti mekanizmasına dayanmak zorunda. Toplum değişim istiyor ama bu değişimin tartışılmasında, yapılandırılmasında ve uygulanmasında etkin bir şekilde yer almadan. Bütün bunlarla ilgili sorumluluğu SYRIZA’ya yüklemiş durumda.
Her şeye rağmen değişim gerçekleşmek üzere ve onun anlamını kavramamız gerek. Önümüzdeki seçimlerdeki SYRIZA zaferi tarihi bir anı gösterecek. Nesiller sonra ilk defa Yunanistan’da, aslında tüm Avrupa’da, Sol iktidara gelecek gibi görünüyor. Bazı Avrupa ülkelerinde Komünist partiler daha önce koalisyon hükumetlerine (genellikle küçük ortak olarak) girmişlerdi ama Sol bir hükumetinin savaş sonrası dönemde örneği yok. Sol’un yükselişi eski politik sistemin çöküşünü ve Sosyal Demokratların neoliberal hegemonyaya alternatif oluşturmaktaki büyük başarısızlığını gösteriyor. 2009’da krizin patlak vermesinden birkaç ay önceki seçimleri hatırlayalım; Sosyalist Parti (PASOK) %44, SYRIZA sadece %4,6 oy almıştı. Şiddetli kriz zamanlarında “katı olan her şey buharlaşıyor”. Son beş yılda Yunan halkı ekonomik ve sosyal krizin yanı sıra kavramsal bir “erime” de yaşıyor. Yaşama dair temel beklentilerinden ve dünyayla ilgili bildiklerinden şüpheye düştüler. Bunun sonucunda Sağ’ın bu seçimlerde, bilinmezlikten korku devşirerek seçmenleri Sol’dan uzaklaştırma çabaları başarısız oldu. Krizin bir sonucu da insanların geçmişin kesinlikleri olmadan yaşamayı öğrenmesi oldu ve böylece değişim korkusu büyük ölçüde azaldı.
Bu kavramsal erimeden Sol’un kesinlikleri de etkilendi. Eski piyasa/devlet ikiliği geçmişe ait ve devlet kontrolündeki bir ekonomi artık şirket kapitalizmi ve özelleştirmeye karşı uygulanabilir bir yanıt değil gibi görünüyor. Buna göre seçimler Sol için bir meydan okumayı temsil ediyor. Sol bir hükumet için hazırda “taslak” yok bu nedenle SYRIZA hükumeti Avrupa Solu için yeni bir değerler dizisi oluşturmanın yolu olarak görülecek. Mali kriz ve borç krizi zamanlarında, Solun ekonomi, eğitim, göç, sağlık sigorta sistemi ve diğerleriyle ilgili nasıl bir hükumet politikası olabilir? Kolay yanıtlar yok. Sol bir hükumetin denemesi ve yeni yollar ve yeni yanıtlar bulması gerekiyor. Geçmişe dönüş olamaz, sadece yeni bir gelecek imkânı var. Ve bu nedenle kritik soru; önümüzdeki dört yıl nasıl bir toplum elde etmek istiyoruz ve Sol bizi nasıl oraya götürür sorudur.
Polymeris Voglis, Teselya Üniversitesi’nde Modern Tarih Doçenti. “Özne Haline Gelmek. 1945-1950 Yunan İç Savaşı’nda Politik Tutuklular” kitabının yazarı.
SYRIZA
Çeviri: Kontra Salvo
0 yorum:
Yorum Gönder