Derler ki başyazarlar, sonucu her iki şekilde de çıkabilecek bir sandık sonucunu beklerken, olası sonuca hazır olmak için iki başyazı taslağı hazırlarlar. Dünkü Yunan referandumunda sandıklardan kesinlikle beklenmedik bir sonuç çıktığı için bu taktikler işe yaramamıştır.
Hayır veya Evet için az farklı bir galibiyet öngörülmüştü ama kesin karar %61’den fazla oy alan HAYIR’ın açık galibiyeti oldu. Bu galibiyet yanlış anlaşılamaz ve yanlış yorumlanamaz. Aslına bakarsak bu, 2012 Mayıs’ında SYRIZA’nın önce ikinci sıraya ve sonrasında da iktidara yükselişinden sonra yakın dönemde Yunanistan’da yaşanan ikinci büyük politik deprem. Bütün durumu inceleme gibi bir iddiam olmadan belli başlı düşüncelerimi yazacağım.
* Referandum olağanüstü koşullarda yapıldı: Bankalar kapalıydı, sermaye kontrolleri uygulanıyordu, insanlar ATM’lerin önünde kuyruktaydı, temel gıda maddeleri süpermarketlerde tükeniyordu. Tüm bunlara rağmen Yunan seçmenler ses getiren kararlı bir yanıt verdi, baskılara boyun eğmedi, terör taktiklerine teslim olmadı.
* Sonuç, referanduma giderken Evet pozisyonlarını, sürekli yanlış bilgilendirme ve manipülasyonla tek yanlı olarak çılgınca sergileme keyfine kapılan büyük özel medya için fiyasko oldu.
* Aynı zaman eski politik düzene de bir tokat oldu; tüm kozlarını oynadılar ama yine de kaybettiler. Eski başbakanlar Evet lehinde konuşmak için TV stüdyoları önünde kuyruk oldular, gözden düşmüş işçi liderleri kış uykularından uyandılar, üniversite rektörleri, belediye başkanları ve bölge başkanları Evet lehine öne atıldılar (muhtemelen sonrasında iyi bir ulusal politik kariyer yapabilmek için) ve yine de kaybettiler. Muhtemelen süreç içinde kendi geleceklerini tehlikeye attılar. İlk sonucu gördük bile; Antonis Samaras muhalefet partisi Yeni Demokrasi’nin başkanlığından istifa etti.
* Bana göre, Avrupa’yı kullanarak Syriza hükumetini devirmek isteyen bu olağanüstü medya saldırısı, ünlülerin ve eski kodamanların geçit töreni ve Evet partizanlarınca gösterilen rövanşizm bumerang işlevi gördü. Bankaların kapandığı ve olağanüstü olayların olduğu referandum haftasının başında, Evet oyunun iyi bir şansı varken medyanın utanmazca sömürüsü ve Eski Düzenin gösterdiği açgözlülük sıradan insanları alarma geçirdi ve ilk tepkiyi 3 Temmuz Cuma günkü eşsiz Hayır mitingiyle, sonraki tepkiyi dünkü muhteşem seçim sonucuyla verdi.
* Dün oylamanın güçlü sınıfsal anlamları vardı. Hayır diyenler Syriza seçmenleri değil, yoksullar ve işsizlerdi. Atina’nın iki banliyösündeki sonuçlar anlamlı: sosyetik Kuzey banliyösü Ekali’de %85 gibi ses getiren bir Evet oyu vardı. Diğer yandan Pire’nin banliyösü olan işçi sınıfının yaşadığı Perama mahallesinde Hayır %76 aldı. Nikaia, Aghia Varvara, Drapetsona ve diğer işçi sınıfı mahallelerinde benzer sonuçlar elde edildi (%72-%75 arası Hayır). Syriza’nın Ocak seçimlerinde birinci geldiği (aynı zaman yerel seçimleri aşırı sol bir programla kazanmışlardı) üst orta sınıf mahallesi Chalandri’de az bir farkla Evet oyu çıktı.
* Dünkü oylamada seçmenleri yaşı da rol oynadı. Bir ankete göre öğrencileri dörtte üçü Hayır oyu kullandı. İlginç olan, Ocak ayında oy verdikleri partilerin Evet’i desteklemesine rağmen çok sayıda genç Hayır’ı tercih etti.
* Büyük farkla kazanmanın olumlu bir yan etkisi de Altın Şafak oyunun önemsizleşmesi oldu.Nazi Partisi, Hayır çağrısında bulundu ve pek çok insan aşırı sağ oyların Hayır lehine dengeyi bozmasından korktu. Bu endişelerin bazıları iyi niyetliydi ama çoğunlukla geçmişte aşırı sağla ilişkili olan politikacılardan geldi. Neyse ki açık farkla gelen sonuç, Altın Şafak’ın pozisyonu ne olursa olsun sonucun aynı olacağını gösterdi.
Ayrıca Altın Şafak seçmenleri parti çizgisini takip etmedi: sandıklara göre yarısından fazlası Evet oyu verdi. Ocak ayında Altın Şafak’ın ülke çapında en iyisi sonucu elde ettiği Lakonia’da, Evet’in en yüksek oyu alması tesadüf değil. Parti üyelerini de içeren çok sayıda komünist seçmen, geçersiz oy verilmesini isteyen resmi parti çizgisini görmezden geldi ve kitlesel bir şekilde Hayır oyu verdi. Geçmiş referandumlarda tarafını her zaman kesin bir şekilde belli eden neredeyse yüz yıllık Komünist Parti’nin dünkü geçersiz oy çağrısı, komünist seçmenleri ikna etmekte başarısız olan bir tuhaflık olarak not edilmeli.
* Ve son olarak dünkü referandum, Hayır’ı az bir farkla, istatistiksel hata sınırında önde gösteren son dakika anketleriyle birlikte anket şirketleri için de bir fiyasko oldu. Anket şirketlerinin önceki başarısızları seçmenlerin sözde veya gerçekten son dakikada fikir değiştirmeleriyle açıklanmıştı ama bu bahane referandum için geçerli olmayacak.
* Alexis Tsipras, büyük Hayır galibiyetinden çok büyük bir pay almalı. Sonuç Avrupa çapında taze bir hareketlilik başlattı ama bu, müzakere kördüğümünü kendiliğinden çözmeyecek. Evet veya Hayır’dan hangisi galip gelirse gelsin işler neredeyse aynı derecede güç olacaktı. Belki de en büyük fark şimdi başımızı dik tutabiliyor olmamız.
Nicos Sarantakos; yazar ve çevirmen. sarantakos.wordpress.com
Analyze Greece!
Çeviri: Kontra Salvo
0 yorum:
Yorum Gönder