Bu ilerleyişin bir parçası olarak Türk polisinin partinin İstanbul’daki temsilciliğine baskın düzenlemesi kabul edilemez buluyoruz. Bu kampanyaya denk düşecek şekilde geçtiğimiz bahar Amed (Diyarbakır), Pirsus (Suruç) ve daha yakın zamanda Ankara’da çok ciddi saldırılar gerçekleştirildi ve bu saldırılarda 138 kişi öldü.
Unutmamalıyız ki Orta Doğu ülkelerini ve halklarını tehdit eden silahlı bir örgüt olan IŞİD’e tek karşı duran Kürt direnişidir. Türk hükumeti ve ordu bu direnişi desteklemek yerine Kürt gerillalara saldırarak kendilerini İslam Devleti’yle ortaklaştıran çıkarları göstermiş oldular. EH Bildu olarak bu durum karşısında, Kürt halkının mücadelesini savunmanın yanı sıra Türk halkı için de politik özgürlükleri ve sosyal adaleti savunan HDP’yle dayanışmamızı vurguluyoruz.
Türkiye’nin stratejisinin barış arayışına ve PKK lideri Abdullah Öcalan’ın geçen Newroz’da yeniden ifade ettiği Kürt direnişinin Kürdistan’da kalıcı barışa olan bağlılığına ters düştüğünü açıklamak çok önemlidir.
Türkiye’nin stratejisinin barış arayışının tam tersi istikamete gittiğini açıklamak çok önemlidir. Uluslararası toplum ve özellikle Avrupa Birliği başka yöne bakmaya devam edemez. Bu askeri tırmanışı durdurmak için sağlam bir adım atmalıdır.
Kürt sorunu mutlaka politik bir çözüme kavuşmalıdır. HDP’ye saldırılara hayır, Kürdistan için barış ve demokrasi diyoruz.
08.01.2016
EH Bildu
Çeviri: Kontra Salvo
0 yorum:
Yorum Gönder