Böyle bir seçim kampanyası koşullarında yüzde 10,7 oy almak bir başarıdır. Erken seçim kararı alındığından bu yana geçen süreye artan kutuplaşma, politik şiddet ve ifade özgürlüğünün sınırlanması ve medyaya eşitsiz erişim damgasını vurdu.
AKP’nin zaferi, muhalefeti tehdit etme ve suçluymuş gibi gösterme stratejisinin işe yaradığını gösteriyor. AB’nin Türkiye’yle sözde göçmen anlaşması yapmak için utanç verici çabaları ve seçimden bir hafta önce Merkel’in ziyareti de bunlara yardımcı oldu.
Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP mutlaka müzakere masasına dönmelidir. Türkiye’de barış ve demokrasiyi sağlamak için Kürt sorununun çözülmesi gerekiyor.
AP milletvekilleri Martina Michels, Marie-Christine Vergiat, Takis Hadjigeorgiou and Josu Juaristi, GUE/NGL adına seçimleri gözlemlemek üzere Diyarbakır’ın Sur ilçesindeydiler.
Genel izlenime göre seçim günü oy kullanma işlemleri çoğunlukla sakin ama delegasyonun ziyaret ettiği oy kullanma yerlerinin büyük çoğunluğunda var olan ağır silahlı polislerin gölgesinde geçti.
Martina Michels: Güvenlik güçleri arkadaşım Josu Juaristi ve benim video ve fotoğraf kayıtlarımızı istedi. Ama biz buna hakları olmadığında ısrar ettik ve bu şekilde seçimleri korumaya uygun olmadıklarını ve davranışlarının kabul edilemez olduğunu söyledik. Sonuçta kayıtlarımızı vermedik.
Marie-Christine Vergiat: Sadece Türk vatandaşlarının girebileceğini söyleyerek oy kullanma yerine girmeme izin vermediler ve çoğu oy kullanma yerinin içerisinde polis vardı. Bazı insanlar terörle mücadele polislerinin varlığı nedeniyle oy kullanmaya gitmediklerini söylediler. Bu tür seçim usulsüzlüklerini gözlemledik ve HDP’nin yeniden sayım çağrısını destekliyoruz.
Takis Hadjigeorgiou: Seçim sonuçları Türkiye yurttaşlarının istikrarsızlık endişesi ve geçtiğimiz aylarda yaşanan katliamların korkusu nedeniyle saptırıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ne yazık ki yaratılmasına katkıda bulunduğu bölücü ve zehirli durum için şimdi düzeltme çağrısında bulunuyor! Türkiye’nin Kürt sorununu çözmedem gerçek bir geleceğe sahip olduğuna inanmıyorum. Ve Sayın Erdoğan’ın gerekli uzlaşmalar için doğru yöne devam edecek cesaret bulacak mı bilmiyorum. Eğer bulursa kendi beslediği milliyetçilikle çatışacak, eğer bulmazsa ülke yeni bir kanlı dönem yaşayacak. Kıbrıs konusunda bir cümle: Seçim sonucu gücü Sayın Anastasiades ve Sayın Akıncı’nın elinde alıyor. Daha doğrusu hesap sorulabilirlik ihtiyacını da omuzlarına yüklüyor.
Jose Juaristi: Oy kullanma yerlerinin dışında ve hatta içinde Özel Harekat Polisleri bulunuyordu. Birkaç hafta önce Kürt halkına saldıran ve öldüren özel güçler. Seçim günü Diyarbakır’ın tarihi bölgesinde gördüğüm Kürt halkının tehdit ve provoke edilmesiydi. Bu koşullarda özgür ve demokratik bir şekilde oy kullanamazsınız. Avrupa Birliği Üye Ülkeleri’nin, Erdoğan’ı desteklerken Türkiye ve Kürdistan için istediği bu muydu? Gerçekten? Kürt bölgelerindeki insanların şimdi her zamankinden fazla dayanışmamıza ve bağlılığımıza ihtiyacı var.
03.11.2015
GUE/NGL
Çeviri: Kontra Salvo
0 yorum:
Yorum Gönder