Sandık çıkışı anketler ve ilk sonuçlar, 25 Mayıs’ta yapılan Ukrayna başkanlık seçimlerinde Petro Poroshenko için kesin bir zaferi gösterdi. Ülkedeki en zengin insanlardan biri olan Poroshenko, liberal ekonomik programıyla, seçim bölgelerinin %64’ünden gelen sonuçlara göre %54’le kazanıyor. Esas rakibi Yulia Tymoshenko %13’le çok geride kaldı. Üçüncü sırayı kesinlikle popülist politik palyaço olarak tarif edilmesi gereken Oleh Lyashko aldı. “Güneydoğu Ukrayna”yı temsil ettiği söylenebilecek adaylar Serhiy Tyhipko, Mykhailo Dobkin veya Petro Symonenko çok çok az desteğe sahipler.
Poroshenko’nun bu kadar yüksek oy alması her şeyden önce beklenmedik bir şeydi. En yüksek seçmen desteğini alarak Maidan ayaklanmasının en büyük kazananı olarak ortaya çıktı. Güçlü rakibi Vitalii Klitchko’nun lehine çekilmesinden sonra Poroshenko’ya destek fırladı. Klitchko, Kiev belediye başkanlığı seçimlerine girdi ve sandık çıkışı anketlere göre %57 destekle kazanıyor.
Alışıldığı üzere, bu seçimler politik programların yarışı olarak geçmedi. Kazanan kim olursa olsun IMF’nin mali desteğine yüksek derecede bağımlı olan neoliberal kemer sıkma politikalarını devam ettirmek zorundaydı. Bu seçimlerin esas olayı, Poroshenko’nun ilk turda kesin çoğunlukla mı kazanacağı yoksa ikinci tura mı gerek kalacağıydı. Poroshenko’nun ilk turda kazanabilmesi için oy verme eğilimi çok güçlüydü. Pek çok insan bunu, ülkenin, nihayet “meşru” bir başkana sahip olacağı umuduyla Doğu Ukrayna’da daha fazla ölümü engelleme imkânı olarak gördü ve bunun da politik durumu istikrara kavuşturacağını düşündü.
Ne yazık ki bu umutlar boşa çıktı. İlk sonuçlara göre Ukrayna’nın her bölgesinde (Doğu ve Güneyde dahi) en azından göreceli bir şekilde çoğunluk yakalayan Poroshenko, yine de ulusal birlik lideri olmaktan çok uzakta. Aslında Ukrayna tarihindeki en düşük seçime katılım oranı ortaya çıktı. Tüm Ukrayna’da katılım oranı %60,3 oldu. Elbette böyle bir oranı ortaya çıkaran en büyük gerekçe Donetsk ve Luhansk bölgelerindeki 34 seçim bölgesinden yalnızca 10’undan tamamen seçimleri yapmanın mümkün olmasıydı. Bu yerlerde dahi seçimler geç başladı veya erken bitti, silahlı ayrılıkçı güçlerin seçim yerlerine saldırı düzenlediği bilgileri geldi. Luhansk bölgesindeki (sadece sandık kurulan yerlerdeki) katılım %38,9 ve Donetsk bölgesindeki (sadece sandık kurulan yerlerdeki) katılım sadece %15,4 oldu. Bununla birlikte Donbass’taki bu çok düşük katılım oranları sadece seçimleri tanımayan silahlı ayrılıkçı güçlerin terörüyle bağlantılandırılamaz. Seçimlere katılma veya sandık yeri açmaktan korkulduğu gerçeği tamamen göz ardı edilemeyeceği gibi abartılmamalı da. Kiev Uluslararası Sosyoloji Enstitüsü’nün seçim günü Donbass ve Luhansk bölgesi sakinleriyle yaptığı telefon anketinde, seçmenlerin sadece %17’sinin oy kullanmak istediği ama kullanamadığı görüldü.%67’si oy vermeyeceğini söyledi. Oy vermeye gitmeyeceğini söyleyenlerin %46’sı, politik nedenlerle (oy vermeye değecek adayın olmaması, seçimlerin adil olmayacağının düşünülmesi, Donbass’ın artık Ukrayna olmaması), %32’si seçimlerin yapılamaması veya sandıkların kurulamaması gerekçesiyle, %17’si kişisel ve diğer nedenlerle oy kullanmayacağını söylerken sadece %7’si tehlikeli olduğu gerekçesiyle gitmeyeceğini söyledi. Bu sonuçlar, Donbass yurttaşlarının göreceli çoğunluğunun seçimleri politik nedenlerle boykot ettiğini gösteriyor. Daha da ötesi, federalizm veya ayrılma yanlısı kitlesel gösterilerin yapıldığı diğer iki önemli Güney-Doğu bölgesinde de (Odessa ve Kharkiv) katılım %50’nin altında görünüyor.
Bu nedenle Ukrayna seçimleri barışa atılmış bir adım olmayacak. İsyan eden Donbass’ın Poroshenko’yu meşru başkan olarak kabul edeceği kuşkulu. Sandık çıkışı anketlerin yayınlanmasından sonra Poroshenko’nun ilk sözlerinin, Ukraynalılar’ın %85’i “birleşik Ukrayna” ve “Avrupa” istiyor olması ve Donbasslı isyancıların Ukrayna’dan ayrılma olmasa bile federal bir Ukrayna’da özerklik taleplerine dair hiçbir şey söylememesi işleri daha da kötüleştirecek. Daha da ötesi, “anti terör” operasyonların daha etkin olarak devam edeceğini söyledi. Seçimlerden sonra Kiev yönetimi nihayet Donbass’ta olağanüstü hal ilan edebilir ve iç savaşı hızlandıran silahlı isyancılara karşı tam ölçekli ordu müdahalesini gerçekleştirebilir ama yerel nüfus tarafından desteklenen isyancıları tamamen bastıramaz.
Göze çarpan diğer bir sonuç da aşırı sağ liderler Oleh Tyahnbok (Svoboda) ve Dmytro Yarosh’un (Sağ Sektör) çok az oy alması oldu. Her biri %1 civarında oy alabildi. Hiç kuşkusuz bu sayılar özellikle Sağ Sektör’ün etkinliğine dair Rus propagandasının nasıl da abartı olduğunu gösteriyor. Fakat yine de bu sayılar günümüz Ukraynası’nda aşırı sağ tehlikesinin hafife alınması için kullanılmamalı. Başkanlık seçimlerindeki kişisel popülaritelerden yola çıkarak partiye ve ideolojiye verilen desteği bilmek mümkün değil (özellikle de pek çok insanın ikinci tur olmasın diye öndeki adaya oy verme eğilimi varken). En son ankete göre Svoboda’ya destek %5’ten %7’ye çıkmış (Sağ Sektöre destek ise %3’ten %2’ye düşmüş). Sandık çıkışı anketlere göre Kiev kent meclisi seçimlerinde Svoboda ve Oleh Lyasko’nun Radikal Partisi %8 oy oranına ulaştılar. Parti listeleri S14 ve Sosyal Ulusal Meclis gibi Neo Nazi grupların liderlerini barındırıyor. “Colorados”lara karşı nefret söylemi, liberal hükumet üyeleri ve Maidan yanlısı politikacılar arasında bile yayıldı (Donbasslı isyancılar, turuncu ve siyah çizgileri nedeniyle Colorado böcekleriyle kıyaslanıyor). İç Savaş koşullarındaki Svoboda ve Sağ Sektör destekli figürler, Ukrayna ana akım politikacılarının sağa kayması kadar korkutucu değiller.
Bu seçimlerde “Sol” olarak adlandırılabilecek tek aday –Ukrayna Komünist Partisi (CPU) lideri Petro Symonenko- adaylığını geri çekti (Bu açıklamayı o kadar geç yaptı ki adı listelerden çıkarılamadı ve oyların %1,6’sını aldı). Son haftalarda CPU parlamentodan atılmakla ve Donbass ayrılıkçılarına destek verdiği iddiasıyla tamamen yasaklanmakla tehdit edildi. Giderek kültürel muhafazakârlığa kayan, milletvekili pozisyonlarını oligarklara satan ve eski iktidar partisi Bölgeler Partisi’nin Küçük ortağı gibi davranan CPU’nun sol olduğunu söylemek zor. Komünist milletvekilleri, Yanukoviç kontrolündeki parlamento tarafından sivil özgürlükleri kısıtlayan yasalara evet oyu vermişti. Yine de yasaklanması, CPU’ya yönelik saldırının McCarthyci sonuçlar üreterek genel anlamda komünist ideolojiye yönelmesi ve böylece ülkedeki neredeyse tüm sol örgütlerin tehdit altına sokulmasına yol açabilir. Yasaklanan CPU’nun kendisi Donbass’taki silahlı isyana toptan Destek vermeye yönelebilir veya üyeleri Doğu Ukrayna’daki aşırı sol ve Rus milliyetçisi gruplara geçebilir.
27 Mayıs 2014
Volodymyr Ischenko
Transform!
Çeviri: Kontra Salvo
6 Haziran 2014 Cuma
Ukrayna Seçim Sonuçları
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder