Kapı komşumuz ve ortak tarihe sahip olduğumuz Yunanistan’daki 17 Haziran seçimleri sonuçlandı. Hepimizin neredeyse bir devrim olacakmış gibi heyecanla takip ettiği ve kalbimizin SYRIZA’yla birlikte attığı 17 Haziran seçimlerinde, sıralama ne yazık ki 6 Mayıs seçimlerinden çok farklı olmadı (Hepimiz derken Stalinistler hariç. Onların kalbi YKP’yle attı. Ama sonuçlara bakarsak belli ki halkın kalbi onlarla atmamış)
SYRIZA, yani Radikal Sol Koalisyon, yani köklü sistem değişikliğini savunan demokratik ve özgürlükçü sosyalizm yanlısı bir parti, nasıl oldu da %26,87 oranında oy alarak çok az bir farkla seçimleri ikinci sırada bitirdi?
Bu soruya; neredeyse bütün objektif ve subjektif koşullar bir araya geldi, yönetilenlerin yönetilmek istemediği-yöneticilerin de yönetemediği zamana denk geldi, dehşetli bir ekonomik kriz yaşanıyor, zaten Yunanistan zayıf halka vb. yanıtlar verilebilir. Bunların hepsi kısmen veya çoğunlukla doğru da olabilir. Ama bir şey olmasaydı, bu başarı da olmazdı: Eğer, SYRIZA, farklı sol görüşlere sahip birey ve grupların bir araya gelmesinden oluşan bir koalisyon olmasaydı.
Yunanistan'da da tıpkı Türkiye'de olduğu gibi irili ufaklı pek çok sol-sosyalist örgüt var yani Ege'nin iki kıyısı arasındaki benzerlik salt cacık-cacıki alanında değil (İrili ufaklı derken iri olanları kimi zaman tek başına %10'lara varan oy alacak kadar iri. Yoksa Türkiye'deki gibi iriliği kendinden menkul değil). Örneğin Yunanistan'da da tıpkı buradaki gibi türünün son örneklerinden olan bir komünist parti var (Türünün son örneklerinden olmasının nedeni elbette komünistliği değil, ortodoks yapısı), bol bol Troçkist örgüt var ve "/ML" ekli Maoistleri var.
Fark ise şurada; bu kadar bölünmüş olan sol, gerektiği veya ihtiyaç duyduğu zaman bir araya gelerek çalışabiliyor. SYRIZA da böyle bir birliktelik.
Uzaktan veya sermayeden doğru bakınca SYRIZA'daki bu çeşitlilik, kaos ve her kafadan bir ses çıkıyor gibi duyuluyor ama aslında biraz dikkat edilirse güzel bir çok sesli müzik denemesi olduğundan rahatlıkla bahsedebiliriz.
Farklı düşüncelere sahip birey ve grupların bir araya gelmesinden olduğu kadar, logosundan da belli olduğu üzere, fikri temellerini sosyalizm, ekoloji ve feminizmden alan bir çok seslilik bu. Koalisyon içerisinde özgürlükçü sosyalistlerden ekolojistlere, feministlerden Troçkistlere, sol sosyal demokratlardan Maoistlere kadar envai çeşit fikir var. SYRIZA, bu farklı fikirlerin her birini değerlendirerek kendi özgün yolunu çiziyor ve bu sayede gençlere arasında karşılığını bulmayı başarıyor *
Ege'nin bu yakasında ise solcular, "Ya benimsin ya kara toprağın" kültürünün etkisiyle olsa gerek aynı beceriyi bir türlü gösteremiyor. "Giden gitmiştir, gittiği gün bitmiştir" türü kamyon arkası sözleri düstur edinmek gibi bir özelliğimiz var. Karşı yakadaki özgürlükçü sol umuda giden yolu açarken bu yakadaki sekter sol çam devirip umuda giden yola barikat kurmakla meşgul.
Buradan heyecanla SYRIZA'nın başarısını izleyenler, umarım "Biz nerede yanlış yaptık" diye düşünmekten çekinmezler. İzlemekle yetinmeyip Atina'ya, miting kürsüsüne kadar gidenler de dönerken herhalde çikolata ve uzodan başka şeyler de getirmişlerdir (SYRIZA'nın bu başarıyı nasıl elde ettiğine dair notlar mesela...).
Elimizde HDK gibi iyi işlendiği zaman SYRIZA benzeri bir oluşuma dönüşebilecek bir olanak varken bunu görmezden gelip yol almaya çalışmak, SYRIZA'ya gösterilen ilginin ne kadar samimi olduğu konusunda tereddütlere yol açıyor. Daha fazla ufka dalıp (Ege'nin karşı yakasına yani) hayıflanır gibi iç çekmek istemiyorsak harekete geçmeliyiz.
Evet, Anadolu her sene 2,5 santim batıya kayıyor ama Yunanistan'a yaklaşmak için o kadar beklemesek daha iyi olmaz mı?
18-34 yaş arası: SYRIZA %33, YD %20
35-54 yaş arası: SYRIZA %34, YD %24
55 yaş üstü: YD %39, SYRIZA %20
0 yorum:
Yorum Gönder