GUE/NGL

Geçen Eylül’de yapılan seçimlerde, seçmenler SYRIZA’nın iki eksene dayanan yeni siyasi programını kabul etti:

GUE/NGL Milletvekillerinin Diyarbakır’ın Sur İlçesine Girmelerine İzin Verilmedi

GUE/NGL heyeti, Türkiye ziyaretine dair raporunu Strazburg’da 8 Mart günü saat 17.30’da açıklayacak.

GUE/NGL

Cizre sakinlerine yönelik ölümcül saldırıları en güçlü şekilde kınıyoruz.

30 Ocak 2015 Cuma

Yaklaşan Seçimler ve Başlayan Malum HDP-CHP Değerlendirmeleri

(Aslında eskiden beridir var ama) birkaç seçimdir gönül rahatlığıyla oy vereceği bir partinin olmadığını söyleyen, muhalefetin birleşmediğinden dert yanan, hiçbir partinin aslında kendilerine önem vermediğini düşünen, herhangi bir parti üyesi/sempatizanı/dostu/taraftarının kendisini anlayamacağını çünkü belirli kodlara hapsolduğunu düşünen ve bir seçmen grubu var. Kısaca AKP'den nefret ediyor ama CHP ve HDP'den de o kadar da haz etmiyorlar. Muhalefetteki bu iki partinin de yetersiz, başarısız, eksik, hatalı, yanlış olduğunu düşünüyorlar.

CHP'nin politikası malum. Kaç seçimdir aynı oy oranı çevresinde dolanıyor. Söylediklerinde ve eylediklerinde milliyetçi düşüncenin egemenliği bir türlü azalmıyor. Parti içinde ve dışında demokratik olduğu da pek söylenemez. Gündelik politik gelişmelere refleksi zayıf. Solcu desen değil, sağcı desen değil. Merkezde olmak isteyen ama merkezin uzun bir süredir epey sağa kaymış olması nedeniyle ortada kalakalmış bir parti. Hardcore CHP'lilerin dışında herhangi birinin kısa vadede CHP'den iktidar beklentisi olduğunu da sanmıyorum. Beklenen ve istenen sıkı bir muhalefet yapıp insanların hislerine tercüman olması. AKP'ye karşı mecliste sağlam, sokakta sıkı durması, otoriterleşmeyi engellemesi vs. Makul beklentiler.

27 Ocak 2015 Salı

SYRIZA Yanlısı "AVGI" Gazetesinin Başyazısı - 26.01.2015

Yunanistan’da Tarihi Bir Zafer, Avrupa’ya Mesaj

Yunan halkı umudu seçti, korkuyu yendi ve Avrupa’ya bir mesaj gönderdi. Politika değişikliğine doğru son adımı kararlılıkla attılar. Samaras’ın korkutmalarına “hayır” dediler ve SYRIZA’yı iktidara taşıdılar. Bu, Yunanistan için, Solu çok zor zamanlarda devlet yönetimine taşıyan tarihi bir değişim ve kemer sıkma politikalarının devam edemeyeceğine dair Avrupa’ya bir mesaj.

Halkımız, Memorandum politikalarına “hayır” dedi. Yeni maaş ve yardım kesintilerine, toplu işten çıkarmalara, ihalelere ve Hardouvelis’in e-postasından öğrenilen Samaras’ın Troyka’ya söz verdiği adaletsiz vergilere “hayır” dedi. Kemer sıkmaya ve –şimdi partisi için sorunlarla karşılaşacak- Samaras tarafından dayatılan korku kampanyasına “hayır” dedi. Samaras seçimleri sadece uyguladığı sert politika ve Merkel’e bağlılığı nedeniyle değil, bir zamanların güçlü merkez sağını, aşırı sağ düşüncelere yaklaştırdığı için de kaybetti. Yeni Demokrasi’nin yenilgisi daha da kötüye gidecek çünkü nüfusun yoğun olduğu bölgelerde ve üretken yaş gruplarında SYRIZA daha fazla oy aldı.

22 Ocak 2015 Perşembe

Polymeris Voglis: İktidardaki Sol

Beş yıllık ekonomik durgunluk, yaygın işsizlik, artan yoksulluk ve sosyal bozukluklardan sonra değişim umuduna sarılarak önümüzdeki seçimlerde SYRIZA zaferini bekleyen yüz binlerce insan arasında bazı endişelere sahip olanlar var. Bunlar kısmen, bir SYRIZA hükumetinin sıkı önlemlerin ve aşırı neoliberal politikaların boyunduruğunda acı çeken insanların değişim yönündeki büyük beklentilerini karşılarken ekonomik ve sosyal krizin çıkardığı güçlüklerle nasıl baş edebileceği endişelerinden kaynaklanıyor. Pek çoğu Sol’un iktidara geleceğini öngörmemişti, öngörenlerin de SYRIZA’nın yükselişi karşısında ezberleri bozulmuş gibi görünüyor.1917’den bu yana Sol’un iktidarı, devrimci bir kopuş ve değişim talep eden devrimci hareketlerin zaferine dayandırılıyor.

Rusya, Çin, Küba, Vietnam, Nikaragua’da devrimci değişim, köylüler, işçiler, meslek sahipleri ve diğerleri tarafından desteklendi, ilerletildi ve meşrulaştırıldı. Benzer bir durum olarak Nazi işgali sırasında, Yunanistan’daki solcu direniş hareketi binlerce kadın ve erkeği radikal sosyal bir değişime yol açacak bir Kurtuluş fikri etrafında harekete geçirmeyi başardığınca devrimci bir eşiğe yaklaşmıştı. Radikal sosyal bir değişimin ön koşulu olarak kitlesel hareket ve sosyal ayaklanma fikri on yıllardır Sol’un hayallerini süslüyor. Savaş sonrası Avrupa’da Sol, çağdaş toplumların karmaşıklıklarına artık denk düşmediğinden dolayı devrim amacını bir kenara bıraktı ama taban hareketlenmesi için hâlâ uğraşıyor. Son yıllarda Sol, küreselleşme karşıtı protestolardan yakın zamandaki “Occupy” girişimlerine kadar farklı yerlerde bu tür bir hareketlenmeyi başlatabilmeyi defalarca denedi. Yunanistan’daki “meydan” hareketinde olduğu gibi bu girişimlerin sonuçlarının bazıları etkileyiciydi ama kısa ömürlü oldular. Devinim, bir gösteri ve harekete geçme dalgası olarak yükseldi ancak uzun süreli bir hareket çıkarma konusunda başarısız oldu.

21 Ocak 2015 Çarşamba

Alexis Tsipras'tan Alman Okurlara Açık Mektup: Yunanistan Hakkında Asla Size Söylenmeyenler

Alexis Tsipras’ın Alman yurttaşlara “açık mektubu” 13 Ocak’ta Almanca yayınlanan önde gelen ekonomi gazetelerinden Handelsblatt’ta yayınlandı.

Sevgili Handesblatt okurları, pek çoğunuz bu makalenin neyle ilgili olduğuna dair daha okumadan bir ön yargı geliştirdiniz. Sizi bu tür ön yargılara kapılmamaya çağırıyorum. Ön yargı asla iyi bir rehber olmamıştır, özellikle de bir ekonomik krizin kalıplaşmış yargıları güçlendirdiği, bağnazlığı, milliyetçiliği hatta şiddeti beslediği dönemlerde.

2010’da Yunan devleti borç ödeyebilirliğini kaybetti. Ne yazık ki Avrupalı yetkililer bu sorunun üstesinden, yeni ve eski kredilerin de içinden ödeneceği, milli geliri azaltacak mali önlemler şartlarına bağlı tarihteki en büyük krediyi verme yoluyla gelinebilecekmiş gibi davranmaya karar verdiler. Böylece bir borcunu ödeyememe haline likidite açığı sorunuymuş gibi karşılık verildi.
Diğer bir deyişle Avrupa, batık kredileri kabul etmeyi reddeden, ilk kredi halen düzgünce ödeniyormuş gibi batmış işletmeye yeni kredi vermeyi tercih ederek iflası geleceğe yayan en az saygınlığa sahip bankacıların taktiklerini kabul etti. “Zaman ver ve umut et” taktiğinin ülkemi trajik bir duruma götüreceğini görmek için sağduyudan fazlasına gerek yoktu. Avrupa, Yunanistan’ın istikrara kavuşturulması yerine yine kendi kurumlarının altını oyan, kendi kendini güçlendiren bir kriz için gerekli koşulları yaratıyordu.

16 Ocak 2015 Cuma

Michael Löwy: Yunanlar, Kıtanın Mali Oligarşinin Demir Ökçesinden Kurtulan İlk Halkı Olabilirler

29 Aralık günü, Yunanistan’ın seçimlere gideceğini öğrendiğinizde ilk tepkiniz, esas olarak hissettiğiniz ne oldu?

Tepkim elbette sevinç ve umut oldu. Sonunda, Avrupa’ya temiz hava soluma ihtimali veren bir fırsat penceresi açıldı.. Bu hem Yunanistan hem de Avrupa için tarihi bir dönüm noktası olabilir. Özellikle de “Yunan Virüsü”, İspanya’da çoktan olmuş gibi görünüyor, diğer ülkelere de bulaşırsa.

Yunan seçimlerinin ve olası bir sol hükumetin Yunanistan ve Avrupa için önemi ve anlamı nedir?

Yunanistan’ın neoliberal kâbustan uyanan ilk Avrupa ülkesi olabileceği, kıtanın mali oligarşinin demir ökçesinden kurtulan ilk halkı olabileceği, “Piyasaların” kör diktatörlüğüne karşı koyacak ilk hükumete sahip olabileceği anlamına geliyor.

15 Ocak 2015 Perşembe

Costas Douzinas: Yunanistan ve Avrupa’nın Geleceği

Bir radikal değişim olasılığı elli yıldan fazladır tarihsel ufuktan silinmişti. Solun düşüşü 1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla birlikte Stalinizmin en çok ses çıkaran muhaliflerini de en sert şekilde vurarak doruğa ulaştı. Teorik başarısızlık ve politik yenilgi, Sol içinde keskin bir tartışma ve çatışmaya yol açan bir "sol melankoliyi" getirdi. Bu döneme "tarihin sonu" öncülüğünde bir "yeni dünya düzeni" açıklaması damga vurdu.

Yunan seçimleri ve olası Syriza zaferi bu yeni düzeni tarihteki en kısa düzen haline getirecek. Ama neden Yunanistan ve neden Syriza? Sıkı önlemler, açık eşitsizlik, aşırı yoksulluk ve demokrasinin çürümesi, Yunanistan'ı neoliberal politikaların test edilip Avrupa'nın ve dünyanın diğer yerlerine ihraç edileceği bir laboratuvara dönüştürdü. Halk, yaşamlarının bozulmasına tepki gösterdikçe polise daha fazla yetki verildi, her yere duvarlar inşa edildi ve kamplar kuruldu. Ama dünyanın diğer yerlerinden daha fazla ayağa kalkan da Yunan halkı oldu. Syriza, 2012 ve 2014'teki seçimlerde %3 civarında dolanan protest bir olmaktan kademeli olarak çıkarak 2015’te hükumet olmayı bekleyen bir parti haline geldi. Bu durdurulamaz yükseliş hem planlı hem de tesadüfiydi.

6 Ocak 2015 Salı

Yunanistan, Avrupa Demokrasisine Bir Şans Vermek Üzere

Gururlu bir Avrupa demokrasisinin anayasal sürecinin tamamen kuralına uygun bir şekilde seçimlere gitmekte olduğu görülünce (Yunanistan'da sonbahardan bu yana yaşandığı gibi), Avrupa Komisyonu, çeşitli hükumetler ve genel olarak yorumcular, seçim olasılığını (demokratik sürecin taçlandığı an) yaklaşmakta olan bir yıkım, ne olursa olsun kaçınılması gereken bir afet gibi sunarak müdahil oldular.

Aynı iktidar tellalları seçimler kaçınılmaz olduğunda, bu küçük, gururlu ulusun yurttaşlarına sıl oy kullanacaklarını vaaz etmeye bsşladılar. Ve bu seçmenler farklı bir şekilde oy kullanmaya istekli göründüğünde, Avrupa Birliği yetkilileri oluşacak herhangi bir yeni hükumetin kendisini önceki hükumetin Avrupa Birliği'yle imzaladığı anlaşmaların bekçisi olarak düşünmesi gerekir diye uyarılara başladılar ki yeniden müzakere fikirleri anında yok olsun.

5 Ocak 2015 Pazartesi

Yeni Başlayanlar için SYRIZA...

Yunanistan parlamentosunun cumhurbaşkanı seçmeyi başaramaması yüzünden ülkede erken seçime gidilecek olması ve bu seçimde Syriza’nın, Yunanistan’da iktidara geleceğine dair çok emareler görülmeye başlanması nedeniyle Türkiyeli sosyalistlerde bir “Aslında Syriza bize benziyor” heyecanı başladı. Herkesin kendisini Syriza’ya değil ama Syriza’yı kendisine benzetmesi, sekterliği ve kendisini her daim sol politikanın merkezinde görmesiyle namlı Türkiyeli sosyalistler için tuhaf olmasa gerek.

Bunun doğru olup olmadığını öğrenmek için Syriza’nın nasıl Syriza olduğuna dikkatlice bakmak gerek. Sözcük olarak Syriza bir kısaltma ve açılımı şu şekilde: “Synaspismos Rizospastikis Aristeras” yani “Radikal Sol Koalisyon”. Adından da anlaşıldığı üzere solda yer alan pek çok siyasi parti, örgüt, sosyal hareket ve bağımsız bireylerin bir araya gelmesiyle kurulmuş bir yapı. Bir seçim koalisyonu olarak kuruluşu 2004 genel seçimlerine dayansa da siyasi parti olarak kuruluşu, seçim koalisyonlarının siyasi partiler kadar oy alsa dahi aynı sayıda milletvekili çıkarmasına engel olan yasa nedeniyle 2013 yılında oldu.

2 Ocak 2015 Cuma

SYRIZA Seçimi Kazanırsa Ne Olacak?

Lisa Mittrendrein ve Valentin Schwarz, sol bir hükumet olasılığını görmek için Syriza üyeleriyle konuştular.

Aralık 2014

Yunanistan'ın 25 Ocak 2015'te bir erken genel seçime gidecek olması nedeniyle bir AB ülkesinde radikal sol bir hükumetin gerçekten de iktidara gelmesi ihtimali doğdu. Avrokomünistler, sosyal hareketler ve küreselleşme karşıtı aktivistlerin koalisyonundan doğan Syriza önde gidiyor.

Syriza yöneticileri ve aktivistleri arasındaki genel düşünce seçimleri kazanıp hükumeti kuracakları yönünde. Parti, Mayıs 2014'te yapılan Avrupa seçimlerini kazandı ve yerel seçimlerde bir takım belirgin başarılar elde etti. Aylardır anketlerde önde ve Aralık 2014 sonunda yapılan ankette %29 olarak görünüyor. Çoğunluk lehine sonuç veren seçim sistemine göre mutlak çoğunluk için barajı geçen parti sayısına bağlı olarak oyların %35 - 40'ını almak gerekiyor.