GUE/NGL

Geçen Eylül’de yapılan seçimlerde, seçmenler SYRIZA’nın iki eksene dayanan yeni siyasi programını kabul etti:

GUE/NGL Milletvekillerinin Diyarbakır’ın Sur İlçesine Girmelerine İzin Verilmedi

GUE/NGL heyeti, Türkiye ziyaretine dair raporunu Strazburg’da 8 Mart günü saat 17.30’da açıklayacak.

GUE/NGL

Cizre sakinlerine yönelik ölümcül saldırıları en güçlü şekilde kınıyoruz.

24 Aralık 2015 Perşembe

Avusturya Komünist Partisi: Erdoğan Rejiminin İnsan Hakları İhlalleri Karşısında Hükumet Net Olmalıdır

Özel harekat güçleri ve Türk ordusunun Kürt halkına karşı terörist eylemleri, Ankara’da gerçekte kimlerin iktidarda olduğunu gösteriyor. Rejim PKK militanlarına karşı anti terör operasyonları yaptığından bahsediyor ama aslında tanklar, helikopterler ve bombalarla sivil yerleşim yerleri saldırıya uğruyor. Bu yüzden Kürt halkı insan haklarına saygı duyan herkesin dayanışmasına ihtiyacı var.

Avusturya hükumetini sivillere karşı yapılan yoğun insan hakları ihlalleri karşısında açık ve net tavrını göstermeye davet ediyoruz.

Didi Zack
Merkez Yürütme Kurulu Üyesi

Avusturya Komünist Partisi

Çeviri: Kontra Salvo

Almanya Sol Parti: Federal Hükumet Erdoğan'ın Kürtlere Karşı Savaşından Sorumludur

Federal hükumet ve AB, Erdoğan’a göz yumarak Türkiye’nin Kürt halkına karşı savaşına yol verdi. Federal hükumet, Kürt halkının katledilmesi ve Türk hükumetinin kendi halkına karşı savaşını en azından açıkça kınamalı ve elçisini geri çağırmalıdır.

Türk ordusunun Kürt halkına karşı yürüttüğü terör, Federal Hükumetin muğlak politikasının maskesini düşürüyor: Hükumet, Erdoğan ve AKP rejimine sorgusuz bağlılığı devam ediyor. Federal Hükumet sadece insan hakları ihlallerine sessiz kalmıyor, aynı zamanda AB katılım başlıklarını açarak Erdoğan’ın baskıcı İslami devlet yürüyüşünü ödüllendirmiş oluyor. Ankara’daki yönetim ne kadar otoriter ve baskıcı olursa göçmenlerin Türkiye’den AB’ye gelişini engellemekte o kadar başarılı olur diye düşündükleri için açıkça diktatörlüğe yaslanıyor.

23 Aralık 2015 Çarşamba

Fransız Komünist Partisi: Fransa ve AB, Erdoğan’ın Yıkım Girişimini Desteklemekten Vazgeçmelidir

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, birkaç aydır Türkiye’deki Kürtlere karşı askeri darbe zamanında dahi görülmedik bir baskı ve şiddeti uygulamaya devam ediyor.

Tanklarla desteklenen 10.000 asker ve polisin katıldığı son askeri operasyonlarda, 16 Kasım’dan bu yana 102 kişi öldürüldü.

Herkes, islamcı-muhafazakâr iktidarın, Haziran seçimlerini kazanmakta başarısız olduktan sonra PKK lideri A.Öcalan’la yürütülen barış görüşmelerini tek taraflı olarak bozduğunu unutmuş gibi davranıyor. Erdoğan “Terörizme karşı savaş” bahanesi altında, Irak ve Suriye’de sivilleri katleden İslam Devleti’ne karşı uzun süredir cesurca direnenlere karşı bir imha politikası yürütüyor.

21 Aralık 2015 Pazartesi

GUE/NGL Başkanı İspanya'daki Sol Partileri Seçim Başarıları İçin Kutladı

İspanya’daki sol partilerle birlikte AB’deki neoliberal kemer sıkma baskısını bitirmek için savaşmaya devam edeceğiz.

Avrupa Parlamentosu GUE/NGL grubu başkanı Gabi Zimmer, İspanya’daki sol partileri parlamento seçimlerindeki başarıları nedeniyle kutladı:

“Bu olağanüstü performansı için Podemos’a en içten tebrikler! Bravo Pablo! Podemos, iki partili sistemde yıllardır var olan kayırmacılık ve çürümüşlük yüzünden bağışıklık sistemi zayıflayan zor durumdaki İspanyol demokrasisine güçlü bir destek verdi. İspanya’da çok ihtiyaç duyulan değişimin eli kulağında. Eski elitlerin iki partili tahakkümünün sonu geldi. Aynı zamanda Sol Birlik/Halkın Birliği, EH Bildu ve “En Marea”yı da iyi sonuçlar elde ettikleri ve İspanya parlamentosuna vekil gönderdikleri için kutluyorum.

16 Aralık 2015 Çarşamba

GUE/NGL: Türk Devletinin Kürt Göstericilere Karşı Ölümcül Saldırılarını Kınıyoruz

AB üyesi devletler, Türkiye'deki Kürt sorununun tırmanışı konusunda haftalardır sessiz kalmaya devam ediyor.

Türkiye'nin güneydoğusundaki Kürt sorunu tırmanıyor ve bir kere daha Türk güvenlik güçleri düzen ve güvenlik kaynağı olmak yerine sorunun bir parçası olduğunu ispatlıyor. Dün HDP'nin de düzenleyicileri arasında olduğu Sur ve Diyarbakır'daki gösterilerde yedi kişi öldürüldü. Sadece Kürt sorununun çözümü için yapılan barışçıl gösterilere karşı harekete geçme stratejisini sert bir şekilde kınıyoruz. Türk hükumetine PKK'ye karşı yürüttüğü iç savaşa son vermeye çağırıyoruz.

20 Kasım 2015 Cuma

Tekzip gibi Tekzip: Figen Yüksekdağ Başkanlık Sistemine "Belki" Demedi

Cumhuriyet gazetesinin 20 Kasım 2015 tarihli sayısında yer alan "Yüksekdağ: Belki" başlıklı haberde Eş Genel Başkanımız Sayın Figen Yüksekdağ'a ilişkin kendi sözlerini yansıtmayan ifadelere yer verilmiştir.

İlk olarak, dün İstanbul'da sadece uluslararası basına yönelik ve davetli olarak düzenlenen toplantımıza Almanya'nın Handelsblatt gazetesi adına katılan Sayın Ozan Demircan'ın haberinin Cumhuriyet gazetesinde yer almasını basın etiği açısından kesinlikle uygun bulmadığımızı belirtmek istiyoruz.

Dahası, haberde yer alan Eş Genel Başkanımız Sayın Figen Yüksekdağ'ın, “Başkanlık sistemini içeren ve yerel yönetimlere daha fazla güç getiren yeni anayasa reformunu destekleyecek misiniz?” sorusunu “Belki” diye yanıtladığı ve 1 Kasım seçimlerini "illegal" olarak nitelediği iddiaları da Sayın Yüksekdağ'ın sözlerini doğru yansıtmamaktadır. Sayın Yüksekdağ 1 Kasım seçimlerinin "illegal" değil "gayrımeşru" olduğunu ifade etmiştir.

Ayrıca Sayın Yüksekdağ'ın söz konusu toplantıda “Başkanlık Sistemi” üzerine değerlendirmeleri aşağıdaki gibi olmuştur:

11 Kasım 2015 Çarşamba

GUE/NGL: Erdoğan’ın Cadı Avı Bitmeli

Avrupa Parlamentosu’ndaki GUE/NGL grubu Başkanı Gabi Zimmer, Avrupa Sol Partisi Başkan Yardımcısı Maite Mola ve 10 Türkiyeli aktivist hakkında başlatılan yasal işlemlere dair şunları söyledi:

“Türkiye’de aydınlar, gazeteciler, yazarlar, avukatlar ve daha sıklıkla sıradan yurttaşlar, hapse girmekle sonuçlanabilecek şekilde “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret”le suçlanıyorlar.

Maite Nola ve 10 Türkiyeli akvitist hakındaki Erdoğan’a “hakaret” suçlaması, 21 Şubat 2015’te İstanbul’da yaptıkları barışçıl gösteriye dayanıyor. Kamusal alanda yürütülen ve sosyal medyadaki gönderileri ve aktiviteleri içeren bu cadı avı, Türkiye’de ifade özgürlüğü gibi temel hakların açık bir ihlalini gösteriyor.

4 Kasım 2015 Çarşamba

Halkın Birliği: HDP'yi Tebrik Ediyoruz

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) belirgin bir başarı gösterip bir kere daha %10 barajını aşarak parlamentodaki üçüncü büyük güç olmasını memnuniyetle karşılıyoruz.

HDP’nin parlamentoya girişi, İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, Cumhurbaşkanı “Sultan” Erdoğan’a kontrol edilemez süper güçler verecek aşırı merkeziyetçi bir başkanlık sistemi kurma planlarını gerçekleştireceği nitelikli çoğunluğa ulaşmasını engelledi.

HDP’nin bu başarısı; aşırı milliyetçi bir atmosferde, özellikle Türkiye’nin güneydoğusunda Erdoğan-Davutoğlu rejiminin baskı kampanyasıyla karşı karşıya kaldığı için daha fazla dikkat çekiyor.

3 Kasım 2015 Salı

Fransız Komünist Partisi: Türkiye Seçimleri-Terörün Sonuçları

Hedeflerine ulaşmak ve ne olursa olsun çoğunluk elde etmek için Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi kontrolündeki tüm devlet olanaklarını kullanarak, özellikle Kürt halkına karşı savaşı şiddetlendirerek ülkesini kaosa sürükledikten sonra, her türlü seçim mühendisliğini (kayırmacılık, şiddet, usulsüzlük) uyguladı. HDP’nin binlerce üyesi ve yöneticisi tutuklandı, tehdit ve taciz edilerek özgür bir seçim kampanyası yürütmesine engel olundu. Bu koşullar altında AKP, aşırı sağcı MHP’den oy alarak hedefine ulaştı. Bunlar terörün sonuçlarıdır.

Bununa beraber Erdoğan’ın taktiği, HDP’nin bir kere daha %10’u aşması ve 59 milletvekilliği kazanmasını engellemekte başarısız oldu. Bu sonuç 7 Haziran seçimlerinin gösterdiği dönüm noktasını hiçbir yönden geçersiz kılmaz.

GUE/NGL: Parlamento Seçimlerinde Aldığı Sonuç İçin HDP'yi Kutluyoruz

Böyle bir seçim kampanyası koşullarında yüzde 10,7 oy almak bir başarıdır. Erken seçim kararı alındığından bu yana geçen süreye artan kutuplaşma, politik şiddet ve ifade özgürlüğünün sınırlanması ve medyaya eşitsiz erişim damgasını vurdu.

AKP’nin zaferi, muhalefeti tehdit etme ve suçluymuş gibi gösterme stratejisinin işe yaradığını gösteriyor. AB’nin Türkiye’yle sözde göçmen anlaşması yapmak için utanç verici çabaları ve seçimden bir hafta önce Merkel’in ziyareti de bunlara yardımcı oldu.

Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP mutlaka müzakere masasına dönmelidir. Türkiye’de barış ve demokrasiyi sağlamak için Kürt sorununun çözülmesi gerekiyor.

14 Ekim 2015 Çarşamba

DBP'li Belediye Başkanlarının Durumu

18 Ağustos 2015'ten bu yana tutuklanan, gözaltına alınan, denetimli serbestlik ve ev hapsi uygulanan DBP'li belediye eş başkanları.

Kırmızı: Tutuklu-Görevden Alındı
Sarı: Denetimli Serbestlik
Mavi: Ev Hapsi



13 Ekim 2015 Salı

Sol Birlik: Ankara'da Bombalı Saldırı: Barış ve Adalet için - Savaşa Hayır

Ankara'daki korkunç vahşette ölen ve yaralananların ailelerine, arkadaşlarına ve yoldaşlarına başsağılı ve dayanışma dileklerimizi iletiyoruz.

Sendikaların ve sol örgütlerin barışçıl gösterisine yapılan saldırı Kürt halkına karşı yürütülen savaşın devamı mahiyetindedir.

Bu saldırıda Halkların Demokratik Partisi (HDP) doğrudan hedef alındı. Haziran seçimlerinde HDP 80 milletvekilliği kazandı. O zaman beri yüzlerce HDP gösterisi ve parti binası saldırıya uğradı, çok sayıda parti çalışanı tutuklandı, öldürüldü.

Bu, Türkiye'deki barış sürecini istikrarsızlaştırmak ve ülkeyi iç savaşa sürüklemek ve HDP'nin seçim kazanımlarını tersine çevirmek için Türk devletinin doğrudan bir girişimi.

ASP: Ankara’daki Barışçıl Gösteriye Yapılan Saldırıyı Sert Bir Şekilde Kınıyoruz

10 Ekim 2015 Cumartesi günü Ankara’da sendikalar ve meslek örgütlerinin çağrıcısı olduğu, Birleşik Haziran Hareketi, CHP ve HDP’nin desteklediği barışçıl gösteri esnasında bombalar patladı. Türkiye’nin her yanından insanlar “barış” için biraraya gelmişlerdi. Üç bombanın patlamasıyla birlikte yüz kadar insan öldü, yüzlercesi ciddi bir biçimde yaralandı. Avrupa Sol Partisi olarak bu korkakça ve barbarca saldırıyı sert bir şekilde kınıyoruz ve kurbanların aileleri ve arkadaşlarına en İçten başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.

Erdoğan-AKP hükumeti Türkiye bir savaşa sürüklüyor. Özellikle yenilgi aldıkları 7 Haziran seçimlerinden sonra AKP hükumeti ülkeyi artan bir şekilde şiddete sürükledi. Pek çok HDP üyesi tutuklandı ve Türkiye’nin farklı şehirlerinde binaları yakıldı. Aynı zamanda, toplumdaki ayrışmayı derinleştirmek için Suruç’ta 33 genin öldürülmesinden sonra IŞİD yerine Kürtleri hedef alındı. Daha da fazlası, AKP sokaklarda polis terörünü arttırdı ve buna karşı çıkan herkesi cezalandırmaya çalıştı.

11 Ekim 2015 Pazar

SYRIZA: Ankara'da Meydana Gelen Bombalı Saldırı Üzerine

Ankara'da sendikalar, sosyal örgütler ve sol partiler tarafından düzenlenen barış mitingine yapılan bombalı saldırıları dehşetle takip ettik.

Halkların Demokratik Partisi üyelerinin toplanması esnasında meydana gelen ik patlamanın sonunda en az 30 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı. Bu vahşi saldırı münferit değil ama Kürtlere, barış hareketine ve Sola karşı yapılan diğer onlarca kanlı paramiliter, asker ve polis saldırılarının bir devamıdır.

Yunanistan-Halkın Birliği: Kürt ve Türk Halklarıyla Dayanışmaya Çağırıyoruz

Bugünlerde kalbimizin Türkiye'deki yarısı öldürüldü. 1977'de Taksim Meydanı'ndaki Kanlı 1 Mayıs'ın hatıraları canlanıyor. Solun, sendikaların ve Kürt demokratik hareketinin öldürülen militanları için öfkeleniyoruz ve yas tutuyoruz.

Dün Ankara'da yaşanan bombalı saldırılar, son yıllarda Solu ve Kürt hareketini devamlı olarak hedef alan devletin ve paramiliter mekanizmaların yeni bir suçu. Diyarbakır ve Suruç'ta da bombalı saldırılar oldu. Bu saldırılar, sadece Kürt haklarını savunmakla kalmayan aynı zamanda tüm Türk halkı için de demokratik haklar ve özgürlüklerin önemli bir savunucusu olan HDP'nin "Sultan" Erdoğan'ın Anayasayı daha da otoriter bir hale getirme planlarını başarısız kılan seçimlerdeki yükselişinden önce meydana geldi.

İsveç Sol Parti: Türkiye'de Şiddetin Kazanmasına İzin Vermeyin

Türkiye'deki şiddetin yarattığı yeni kurbanlar için üzüntü, hayal kırıklığı ve öfke hissediyoruz. Şimdi dünya tek bir ses olarak saldırıyı kınamalı, kurbanlar için başsağlığı dilemeli ve Türk solu ve Kürtlere karşı şiddetin derhal sona erdirilmesini talep etmeli.

Saldırıdan sonra polis ve güvenlik güçleri, kurbanlara yardım etmek isteyen sağlıkçıları engellemek için biber gazı ve basınçlı su kullandı. Ankara'daki saldırı bir dizi şiddet ve taciz dalgasını takiben meydana geldi. AKP'nin hükumet kurmayı başaramaması ve 1 Kasım'da yeni seçim kararı alınmasıdan bu yana 400'den fazla HDP binası saldırıya uğradı, binlerce muhalif, aktivist ve gazeteci tutuklandı ve solculara ve Kürtlere karşı saldırılar gerçekleştirildiğini gördük.

PCF: Paris, Erdoğan'ın Politikasını Desteklemeye Son Vermeli

Cumartesi günü Ankara'da yapılan barış mitingi esnasında meydana gelen iki patlamada 40'tan fazla ölüm ve 120'den fazla yaralanmanın yaşandığını dehşetle öğrendik.

Fransız Komünist Partisi olarak kurbanların ailelerini, barış aktivistlerini ve HDP'yi desteklediğimizi ifade ediyoruz. Erdoğan'ın; Kürt halkına, Türk demokratlarına ve HDP üye ve yöneticilerine karşı oluşturduğu terör ikliminin bir parçası olan bu saldırıyı güçlü bir şekilde kınıyoruz.

2 Ekim 2015 Cuma

HDP Seçim Bildirgesi - 1 Kasım 2015


Halkların Demokratik Partisi'nin 1 Kasım 2015 tarihindeki genel seçimler için hazırladığı seçim bildirgesi:

22 Eylül 2015 Salı

Quincey: Yunanistan Seçim Sonuçlarına Dair İlk Düşünceler

1. Her şeyden önce, bu SYRIZA’nın değil, Tsipras’ın zaferi. Tsipras’ın partisi eski halinin bir gölgesi. Kendisini destekleyecek bir parti mekanizması olmamasına, satacak gerçek bir hikâyesi olmamasına rağmen, bir kere daha karşıtlarını yıkarak muazzam bir zafer kazandı. Zorlu bir müttefik zaten olduğunu biliyorduk, şimdi ona hak ettiği şekilde muamele etmeliyiz: Zorlu bir karşıt olarak.

2. Aksine, Halkın Birliği ve genelde Sol (Yunanistan Komünist Partisi’nin performansı da hayal kırıklığı yarattı) küçük düşürücü bir yenildi aldı. Halkın Birliği’nin saflarında birkaç bakanı, 30 kadar milletvekili, sendikacıları, aktivistleri ve gerçekten ünlü simaları (Zoe, Glezos, hatta birkaç gün önce desteğini açıklayan Varoufakis) vardı. Yine de kurnaz Tsipras ve elemanları tarafından boğuldular.

10 Eylül 2015 Perşembe

GUE/NGL: Şiddeti Durdurun, Barış Sürecine Devam Edin

GUE/NGL’nin Fransız milletvekili Marie-Christine Vergiat Türkiye’de şiddetin durması ve barış görüşmelerinin devam etmesi çağrısında bulundu.

“7 Eylül Pazartesi’den bu yana, polisin müdahale etmeden izlediği Ankara’daki genel merkez binası dâhil olmak üzere HDP’nin 300’den fazla parti binası ateşe verildi ya da tahrip edildi.

Bu şiddet patlaması tesadüf değil. Tehlikeli politik oyunların ve Kürt sorununun seçimler için araçsallaştırılmasının doğrudan sonucu.

Avrupa basını ve uluslararası basın ordu ve PKK saflarındaki ölümleri haber veriyor. Ama az bilinen şu ki; bir ayda 100’e yakın sivil kürt öldürüldü ve kadınlar ve çocuklar dahil olmak üzere bir kısmı sokağa çıkma yasağına uymadıkları gerekçesiyle keskin nişancı polisler tarafından vuruldu. Aynı zamanda Kürt kenti Cizre’de ambulansların geçişine izin verilmedi ve aileler yakınlarının cesetlerini derin dondurucularda saklamak zorunda kaldı.

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Stathis Kouvelakis: Halkın Birliği’ne Giriş

Syriza’nın sol kanadı partiden ayrılarak Yunan Parlamentosu’ndaki üçüncü büyük grup haline geldi.

Bu sabah erken saatlerde 25 Syriza milletvekili, “Halkın Birliği” adıyla yeni bir grup kurmak için partinin parlamento grubundan ayrıldı. Bu milletvekillerinin çoğu Sol Platform’dandı ama aralarında Vangelis Diamantopoulos ve Zoe Kostantopoulou’ya yakın Rachel Makri gibi başkaları da vardı.

Bu hem Yunanistan politikası için hem de Yunanistan’da ve uluslararası seviyede radikal sol için büyük bir gelişme.

Üç şeyin vurgulanması gerekiyor.

10 Ağustos 2015 Pazartesi

Nasos Iliopoulos: SYRIZA’nın Yükleri

Düşmanımız biz ciddiye aldı. Düşmanımız bizim ciddi olarak sistemsel tehlike olduğumuza inandı. Ekonomi yönünden değil ama politika bakımından. Neoliberal paradigmanın hegemonyasına karşı bir tehdit muamelesi gördük. Neoliberalizmi sorgulayan her girişimin ve Avrupa’da bu sistemi devirmeye yönelik her umudun yanı sıra ezilmesi gereken bir örnek muamelesi gördük.

Biz kendimizi bu kadar ciddiye almadık. Asla kendimizi gerçek bir savaşa hazırlamadık. Bizi bu noktaya getiren, stratejimizin en iyi durum senaryosu temelinde planlanması oldu: borcun yeniden yapılandırılması ve finansal desteği içerecek ve böylece kendi programımızı belki ufak tefek geri adımlarla uygulamaya koyabileceğimiz iyi bir anlaşmaya varacaktık. Syriza içerisinde düşmanların planlarıyla ilgili (bazen saldırganca) ifade edilen sayısız endişe lafta kaldı. Asla yaklaşan savaşa hazırlığa yol açmadı.

Bu dönem boyunca düşmanlarımıza ihtiyaç duydukları alanı sağladık. Düşmanın esas silahlarının, bankalar ve ana akım medyanın, gücünü kısıtlamak için en ufak bir çaba sarf etmiyorken kendimizi savaşa hazırladığımıza nasıl inanabilirdik ki? Tüm bu aylar boyunca gün gün devam eden bu savaş boyunca Sağlam kalmamazı sağlayacak yaşamsal kaynakları bulmamıza imkan verecek kendi vergi düzenlememizi parlamentodan geçirmememiz şoke ediciydi. Emekçilere, iş yerlerinde demokrasi ve onur için savaşma araçları sağlayacak toplu sözleşme hakkını yeniden vermek için oylama yapmamamız şoke edici.

18 Temmuz 2015 Cumartesi

Başka bir Avrupa için, Bütün Avrupa için bir B Planına İhtiyacımız Var!

Otoriter ve kibirli bir mantıkla beş ay yürütülen müzakerelerden sonra, Almanya maliye bakanının önderliğindeki 18 Eurogroup ülkesinin devlet hükumet başkanları, Yunanistan'ın demokratik olarak seçilmiş hükumetini, SYRIZA'nın seçim programıyla çelişen ve 5 Temmuz referandumunun sonuçlarını boşa çıkaran bir anlaşmayı imzalamaya zorladılar.

Alexis Tsipras bu sözde "anlaşmayı" finansal boğulma, topyekun ekonomik çöküş ve insani felaket tehditleri altında kabul etti. 13 Temmuz anlaşması kabul edilemez bir şantajın sonucudur. Sadece neoliberal tahakkümün krizi bireyler için nasıl ağırlaştırdığı değil, tüm Avrupa Birliği'ni ekonomik, sosyal ve politik olarak yıkıma uğratmak üzere olduğu çarpıcı bir şekilde açığa çıktı. Avrupa Birliği daha önce hiç Avrupa bütünleşmesini bu kadar tehlikeye atan bir karar almamıştı.

15 Temmuz 2015 Çarşamba

Syriza Merkez Komitesi Üyelerinin Çoğunluğu Anlaşmayı Reddediyor!

201 üyeli Syriza Merkez Komitesi'den 109 üyenin ortak açıklaması

12 Temmuz'da Brüksel'de, Avrupalı liderlerin amacının, neoliberal aşırı kemer sıkma politikalarından farklı bir yol tahayyül eden bir halka caydırıcı bir disiplin cezası vermek olduğunu gösteren bir darbe yapıldı. Demokrasi ve halk egemenliğine dair her türlü fikre karşı bir darbe yapıldı.

"Kurumlarla" imzalanan anlaşma, ekonomik boğma tehditlerinin bir sonucuydu ve ülkemiz ve halkımız için yıkıcı olan, iğrenç ve aşağılayıcı vesayet koşullarını dayatan yeni bir Memorandumu temsil ediyor.

11 Temmuz 2015 Cumartesi

Stratis Bournazos: Yeni bir Memorandum veya Kopuş? Çifte Çıkmaz

Bu yazı, yirmi yıllık gazeteciliğim boyunca en yazdığım en zor yazı. Bu anlaşmayla ilgili ne diyebilirim? Ve en önemlisi, aslında ne yapmalıyız?

Eğer muhafazakarları, sosyalistleri veya aralarında yer tutan o “POTAMI” (Nehir) partisini destekliyorsanız, bir derdiniz olmamalı: her türlü SYRIZA'nın başarısızlığına sevinir ve hükumeti devirmek için entrika çevirmeye devam edebilirsiniz. Eğer Komünist Parti'yi destekliyorsanız “Tutarlı olan sadece biziz” diye bağırabilirsiniz. Ve nihayet eğer Ocak'tan çok önce SYRIZA'ya hainin önde gideni diyen nefret dolu seçmenlerdenseniz, yine bir derdiniz olmamalı.

Yeni bir Memorandum mu?

Ama diğer yandan eğer -SYRIZA'yı destekleyin veya desteklemeyin- bu hükumetinin derdinin kendi derdiniz olduğunu, Sol için ve ülkeniz için büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorsanız, eğer bu hükumetin kaderi için dertleniyorsanız, o zaman güç durumdasınız.

Kilit Noktalar: Çıkmaza Giren Görüşmeleri Açmak için Yunanistan'ın Önerileri

Alexis Tsipras ve kabinesinin bir anlaşmaya varmak için sunduğu önlemler

Bütçe: Yunanistan faiz dışı bütçe fazlası hedeflerine uyacağını taahhüt ediyor. Yani hükumet harcadığından daha fazla vergi toplayacak: Bu yıl %1, 2016'da %2, 2017'de %3 ve 2018'de %3,5.

Satış vergisi: Restorantlar ve hazır yemek hizmetlerine %23 KDV, temel besin maddeleri, enerji, oteller ve suya indirimli %13 KDV, ilaç, kitap ve tiyatro gibi şeylere süper indirimli %6 KDV gibi çok sayıda vergi artışı. Yeni vergi düzeyleri bu Ekim'de devreye girecek.

Ada vergileri: Ülkenin popüler turist çekim merkezlerine uygulanan özel vergi muafiyetleri kaldırılacak. Yalnızca en uzak adalar vergi muafiyetlerini koruyacak.

7 Temmuz 2015 Salı

Nicos Sarantakos: Yunan Referandumu; İkinci Deprem

Derler ki başyazarlar, sonucu her iki şekilde de çıkabilecek bir sandık sonucunu beklerken, olası sonuca hazır olmak için iki başyazı taslağı hazırlarlar. Dünkü Yunan referandumunda sandıklardan kesinlikle beklenmedik bir sonuç çıktığı için bu taktikler işe yaramamıştır.

Hayır veya Evet için az farklı bir galibiyet öngörülmüştü ama kesin karar %61’den fazla oy alan HAYIR’ın açık galibiyeti oldu. Bu galibiyet yanlış anlaşılamaz ve yanlış yorumlanamaz. Aslına bakarsak bu, 2012 Mayıs’ında SYRIZA’nın önce ikinci sıraya ve sonrasında da iktidara yükselişinden sonra yakın dönemde Yunanistan’da yaşanan ikinci büyük politik deprem. Bütün durumu inceleme gibi bir iddiam olmadan belli başlı düşüncelerimi yazacağım.

6 Temmuz 2015 Pazartesi

Raul'den Yunanistan Başbakanı'na Mesaj

Devlet Konseyi ve Bakanlar Kurulu Başkanı, Yunanistan Başbakanı yoldaş Alexis Tsipras'ı, 5 Haziran 2015 referandumundaki kazanılan “HAYIR” zaferi nedeniyle tebrik eder. 

Havana, 5 Temmuz 2015

Saygıdeğer Başbakan:

Yunanistan'da 5 Temmuz 2015 günü yapılan referandumda elde edilen “HAYIR” zaferi nedeniyle en içten tebriklerimi sunuyorum.

Bu sonuç, Yunan halkının çoğunluğunun başkanlık ettiğiniz hükumetin cesur politikasını desteklediğini gösteriyor.

ASP: Demokrasiyi Güçlü Bir Şekilde Savunan Yunan Halkını Tebrik Ediyoruz

Avrupa Sol Partisi (ASP) olarak Yunan halkını demokrasi yanında, kemer sıkma ve Troyka’nın dayattığı katliamın da karşısında açık ve net bir şekilde tavır aldığı için kutluyoruz.

Son günlerde acımasız bir korku kampanyasına dönüşen sistemin ana akım medyasının saldırıları ve Merkel, Junker, Draghi ve neoliberalizmin diğer sözcülerinin yıkıcı mesajları işe yaramadı.

Halk konuştu ve nitelikli bir çoğunlukla, sol hükumet gelmeden önce ülkeyi bugün Yunan halkının çektiği insani felaket durumuna sürükleyenlerden farklı politikalar istediğini söyledi.

ASP olarak, bu zorlu mücadelede Syriza’yı destekleyen sosyal hareketlerin, sendikaların ve partilerin sesine katıldık ve onlarla birlikte sokaklarda ve kurumlarda başka bir sosyal, eşitlikçi, birleşik ve adil Avrupa için savaşmaya devam edeceğiz.

Yanis Varoufakis: Artık Bakan Değilim

5 Temmuz referandumu, tarihte küçük bir Avrupa ulusunun borç esaretine karşı ayağa kalktığı eşsiz bir an olarak yer alacak.

Demokratik haklar için verilen tüm mücadeleler gibi Eurogroup'un 25 Haziran'da verdiği ültimatomun bu tarihi reddedilişi de beraberinde büyük bir bedel getiriyor. Bu nedenle bu müthiş HAYIR desteği ile hükumetimize verilen sermaye derhal uygun bir çözüme EVET'e 'borç yapılandırması, daha az kemer sıkma, yoksulların lehine yeniden dağıtım ve gerçek reformları içeren bir anlaşmaya- yatırılmalıdır.

Referendum sonuçları açıklandıktan hemen sonra, bazı Eurogroup katılımcıları ve muhtelif "ortakların" benim toplantılarda olmamama dair tercihleri olduğu bilgisini aldım. Başbakan bir anlaşmaya varmak için bunun yardımcı olabileceğine hükmetti. Bu nedenle bugün itibariyle Maliye Bakanlığı'ndam ayrılıyorum.

4 Temmuz 2015 Cumartesi

Alexis Tsipras'ın, Syntagma Meydanı'nda Yapılan HAYIR Mitingindeki Konuşması (03.07.2015)

Atinalı yurttaşlar, Yunanistan yurttaşları,

Bugün protesto etmiyoruz, bugün gösteri yapmıyoruz. Bugün kutlama yapıyoruz.

Bugün demokrasiyi kutluyoruz.

Demokrasi kutlamak için bir neden, demokrasi neşelenmek için bir neden. Demokrasi özgürlük, demokrasi bir çözüm.

Ve bugün demokrasinin zaferini kutluyoruz. Pazartesi günü ne olursa olsun çoktan kazandık. Yunanistan bir haysiyet mesajı, bir onur mesajı gönderdi.

Kimse bu tutkuyu görmezden gelemez, kimse bu yaşama isteğini, umut isteğini, iyimserlik isteğini görmezden gelemez.

Bugün cesaretimiz ve kaderimizi kendi ellerimize alma kararlılığımız, Yunan halkına isteklerini ifade etme fırsatını vermemizi kutluyoruz.

Bugün kutluyoruz ve şarkı söylüyoruz. Bugün kutluyoruz ve şarkı söylüyoruz, korkuyu yeniyoruz, şantajı yeniyoruz.

3 Temmuz 2015 Cuma

PODEMOS: Yunan Halkının Yanındayız

1- Geçen Pazartesi Yunan hükumeti Eurogroup’a önemli ödünler içeren bir öneri sundu ve borç verenler hepsi tarafından mantıklı ve uygulanabilir olarak karşılandı. Ancak sonraki günlerde IMF liderliğindeki uluslararası borç verenler Yunan hükumetinin toplumun en zengin kesimini vergilendirme, borcu yeniden yapılandırma ve ekonomiyi canlandırmak için bir yatırım planı başlatma önerilerini kabul etmediler. Onun yerine temel hizmetler ve gıdadaki KDV’nin arttırılmasını ve emekli maaşları ve ücretlerde daha fazla kesinti talep ettiler. Kemer sıkmaya alternatif olmadığını göstermek isteyen borç verenler, sadece yoksulların parasını kabul ediyor ve ülkeyi insani bir yıkıma sürükleyen aynı mantık ve önlemleri dayatmakta ısrar ediyor. Yunan ekonomisi boğuluyor. Boğmaya devam etmek yapılması gerekenin tam tersi.

2- Böylesi bir şantaja ve zorbalığa maruz kalan Yunan hükumeti, ültimatoma karşı örnek bir tavır aldı: halka, kendi geleceklerine demokratik ve egemen bir şekilde karar vermeleri için çağrıda bulundu. 2011 ve 2012’deki İspanyol hükumetlerinin aksine, Yunan hükumeti Ocak seçimlerinde halktan aldığı yetkiyi ihlal etmeyi reddetti. Özellikle –referandum sonuçlarını etkilemek için Yunan mali sistemini nefessiz bırakmayı isteyen- Avrupa Merkez Bankası gibi seçilmemiş güçler yoluyla oy verenlere baskı, göz korkutma ve etkileme girişimlerinde bulunulması demokratik ilkenin açık ve kabul edilemez bir ihlalidir. Biz diyoruz ki demokrasi olmadan Avrupa, Avrupa değildir: tüm demokratlar bu tahammül edilemez müdahale ve baskılara karşı çıkan seslere katılmalıdır. Seçilmemiş güçlerin bizim için yönetmesi ve karar vermesi demokrasiye uymaz. Tehlikede olan demokrasidir.

2 Temmuz 2015 Perşembe

Alexis Tsipras'ın Yunanistan Halkına Seslenişi (01.07.2015)

Yunanistan yurttaşları,

Bu ülkenin geleceğine dair kritik bir kavşaktayız.

Pazar günkü referandum, ülkemizin Avrobölgesi’nde kalıp kalmayacağına ilişkin değil.

Bu sabit ve hiç kimse bunu sorgulamamalı.

Pazar günü Kurumların önerdiği anlaşmayı kabul edip etmemeyi oylayacağız, halkın kararının verdiği güçle uygulanabilir bir çözüm için uğraşacağız.

Her hâlükârda, Yunan halkına, hükumetin ortaklarıyla sürdürülebilir ve uzun vadede geçerli olacak koşullarla bir anlaşmaya varma azminde olduğunu yinelemek isterim.

Referandum kararımızı duyurduğumuzdan beri, Cuma günü masada olanlara göre borcu ve zorunlu olan yeniden yapılandırılmasını içeren daha iyi öneriler getirildi.

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Slavoj Zizek’ten Yunanistan, Avrupa ve Referandum Üzerine: “De Te Fabula Narratur!”*

Devam eden mücadele, Avrupa’nın ekonomik ve politik egemen kültürü için yapılan bir mücadele. AB güçleri, Avrupa’yı on yıllardır atalet içinde tutan teknokratik statükoyu savunuyor. Büyük muhafazakâr T. S. Eliot Notes Towards a Definition of Culture’da (Kültürün Tanımı Üzerine Notlar) tek tercihin sapkınlık ve inançsızlık arasında olduğu anlardan, yani bir dini hayatta tutmanın tek yolunun, bu dinin ana bedeninden hizipçi bir kopuş gerçekleştirmek olduğu anlardan söz eder.

Avrupa’ya dair bugünkü pozisyonumuz şu: yalnız yeni bir “sapkınlık” (şu anda Syriza’yla temsil ediliyor) Avrupa mirasından kurtarılmaya değer geriye ne kaldıysa kurtarabilir: demokrasi, halka güven, eşitlikçi dayanışma.

30 Haziran 2015 Salı

Yunanlar, AB'nin Kemer Sıkma Ültimatomuna Teslim Olmuyor

Yunanistan'a Destek Mektubu


AB ve IMF geçtiğimiz beş yıl boyunca Yunanistan’a, büyük başarısızlıkla sonuçlanan eşi benzeri görülmemiş bir kemer sıkma politikasını dayattı. Ekonomi %26 küçüldü, işsizlik %27’ye, genç işsizliği %60’a çıktı ve borcun GSYH’ye oranı %120’den %180’e fırladı. Ekonomik felaket, 3 milyondan fazla insanın yoksulluk sınırı ve altında yaşamasına neden olan insani krize yol açtı.

Bu zemine karşı Yunan halkı kemer sıkmaya bir son vermesi için 25 Ocak’ta Syriza liderliğindeki hükumeti net bir yetkiyle seçti. Hükumet, ardından gelen müzakerelerde Yunanistan’ın geleceğinin avrobölgesi ve AB içinde olduğunu açıklığa kavuşturdu. Yine de borç verenler başarısız olan reçetelerinin devamında ısrar ettiler, borçların düşürülmesinin tartışılmasını reddettiler ve nihayet 26 Haziran’da Yunanistan’a kemer sıkmayı sağlamlaştıracak ve üzerinde müzakere etmeyi kabul etmediği bir paket yoluyla ültimatom verdi. Bunu Yunan bankalarına sağlanan likiditenin askıya alınması ve sermaye kontrolü uygulamasının getirilmesi izledi.

25 Haziran 2015 Perşembe

Danimarka Seçimleri - Sağcıların Zaferi

Danimarka'da Pazar günü yapılan seçimler pek çok yönden şaşırtıcıydı. Aşırı sağcı Danimarka Halk Partisi en büyük kazanan olurken 2011'de yapılan önceki seçimlerin en büyük partisi olan liberal parti "Venstre" büyük bir yenilgiye uğradı.

Diğer yandan Sosyal Demokratlar seçimlerden en büyük parti olarak çıkarken eski koalisyon ortakları Sosyal Liberaller ve Sosyalist Halk Partisi (SF) kesin yenilgiye uğradılar.

Yeni hükumet, 2011'e kadar iktidarda olan eski sağcı, burjuva hükumetin Başbakanı, "Venstre"nin lideri Lars Lokke Rasmussen tarafından kurulacak. Son 4 yıldır Başbakan olan Sosyal Demokratların lideri Helle Thorning-Schmidt, her iki koltuktan da istifa etti.

Enhedslisten (Kızıl-Yeşil İttifak) seçimlerde oylarını %6.7'den %7.8'e çıkardı.

16 Haziran 2015 Salı

K. Karpozilos: Tarihin sözü. Syriza ve Solun Geleceği

25 Ocak 2015’te, tarih atmosfere hakim oldu. Syriza’nın iktidara yükselişini kutlamak için toplanan coşkulu kalabalık, Alexis Tsipras’ı “şimdi solun zamanı” diye karşıladı. Geçmiş mücadelelerin anıları umutla harmanlandı ve yeni başbakan da büyük beklentileri ateşleyerek duruma uydu. Sözlerine “Bugün Yunan halkı tarih yazdı” diye başlayarak sadece Yunanistan için değil, Avrupa projesinin bütünü için yeni bir dönem vaat etti.

1989 sonrası dünyanın Batı Avrupası’nda ilk defa, egemen Avrupa Birliği politikaları olan kemer sıkma ve demokrasi karşıtı uygulamaları doğrudan hedef alan bir sol parti iktidara geldi. Başarıdan başı dönen Yunan solu, Avrupa halklarını saflara çağırdı. Yunanistan’da seçim gecesi, Avrupa tarihinin rotasını değiştirmeyi vaat etti.

Üç ay geçti ve tarihin vaadi belirsizlik içinde. Syriza’nın iktidara yükselişi, Avrobölgesi bilmecesinin çözülmesi doğrultusunda kararlı bir adım atıldığı anlamına gelmedi. Atina’da ne solun çeşitli kesimlerinin umut ettiği devrim ne de ana akım yorumcuların öngördüğü felaket gerçekleşti. Yunan hükumeti baştaki şevkini kaybederken Yunanistan da kararsız bir istikrar iklimin ortasındaki uzun süreli görüşmelerin merkezinde yer almaya devam ediyor. Egemen Avrupa güçleri egemen olmaya devam ediyor ve Syriza’nın alternatif önerileri kemer sıkma gündemini yeniden şekillendirmedi. Şu anda şahit olduğumuz şey Yunan hükumetinin Avrupa Birliği yetkililerinin talepleri doğrultusunda dikkatlice pozisyon alması. En iyi senaryo gerçekleşse bile Yunan hükumeti belki küçük düşürücü bir teslimiyeti önlemiş olacak ama öyle olsa bile kesinlikle vaatlerinin gerisinde kalacak.

24 Mayıs 2015 Pazar

Müzakerelere Dair SYRIZA Politik Sekreteryasının Açıklaması

Son zamanlardaki politik gelişmeler ve Yunan Hükumeti ve Kurumlar arasındaki müzakerelere dair SYRIZA Politik Sekreteryasının açıklaması:

Hükumetin "kırmızı çizgileri" Yunan halkının "kırmızı çizgileri"dir.

Bu hükumetin kurulduğu ilk andan itibaren -hem içeride hem de dışarıda- Yunan halkı tarafından kendisine verilen yetkinin bağlayıcı olduğu ve müzakerelerde pusula görevi gördüğü açıkça belli oldu.

Hükumetin "kırmızı çizgileri" Yunan halkının "kırmızı çizgileri"dir. İşçilerin, serbest çalışanların, emeklilerin, çiftçilerin ve gençlerin çıkarlarını yansıtıyor. Ülkenin, merkezinde sosyal adalet ve zenginliğin yeniden dağıtılması olan yeni bir kalkınma yoluna girme ihtiyacını gösteriyorlar.

Borç verenlerin Samaras hükumeti tarafından anlaşılan Memorandum programının uygulamasındaki inadı ve artan politik baskı ve likidite sıkıntısı yaratması, Avrupa'daki demokrasi ve halk egemenliği idealine doğrudan aykırı.

14 Mayıs 2015 Perşembe

Akşam Gazetesinin HDP Manşetleri

Recep Tayyip Erdoğan için “anam, babam, çocuklarım kurban olsun” diyen Ethem Sancak’ın sahibi olduğu Akşam gazetesinin HDP düşmanlığını 7 kıta 193 ülkede bilmeyen kalmadı. Gazetenin sahibi, HDP’nin barajı geçmesi halinde ailesini kurban ettiği kişinin başkan olamayacağı ve belki de partisinin tek başına iktidar olamayacağı endişesiyle Akşam’ı neredeyse sadece HDP’yi kötülemek/karalamakla görevlendirmiş gibi görünüyor.

Aşağıda Akşam gazetesinin 30.04.2015-27.05.2015 tarihleri arasındaki 1. Sayfaları yer alıyor. Sadece iki gün (09.12.2015 - 12.05.2015) HDP’nin adının geçmediği bir 1. sayfası var. O günleri de ya unuttular ya da HDPkötüleyicihaberüreteci bozulmuş olsa gerek.

(Gazete diyorsam dil alışkanlığı. Yoksa belki de anti-HDP propaganda bülteni denmesi gerek)

24 Nisan 2015 Cuma

Türkiye'deki Sol Örgütler, Ermeni ve Süryani Soykırımının 100. Yılında Ne Diyor?

Türkiye'deki sol partilerin Ermeni ve Süryani Soykırımının 100. yılında ne açıklama yaptıklarını toplamaya çalıştım. Bu saate kadar (15:45) henüz açıklaması internete düşmemiş olanlar yok. Olursa onları da ekleyeceğim. (Benim kaçırdıklarım da olabilir)

Soykırıma soykırım d(iy)emeyenlerin hangi partiler olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur...

22 Nisan 2015 Çarşamba

Finlandiya'da Solun Şoke Edici Yenilgisi

Finlandiya’da geçtiğimiz Pazar yapılan genel seçimleri sol için büyük bir yenilgiyle sonuçlandı. Sol İttifak’ın beklenen zaferi, 2011’deki %8.1’den %7.1’e düşüşle yenilgiye dönüştü. Sandalye sayısı 14’ten 12’ye indi.

2011’deki %8.8’den %8.1’e düşüşle birlikte Sol İttifak, sekiz yılda aldığı desteğin yaklaşık %20’sine denk gelecek şekilde %1.7 oy kaybetmiş oldu.1995’te %11.2’yle en yükse dereceye ulaşan destekten bu yana kayıp %4.7 oldu. Yani en yüksek destek noktasından %37 geriye düşüldü.

Seçimler aynı zamanda parti lideri Paavo Arhinmaki için kişisel bir yenilgi de oldu: 2011’den 2015’e kişisel oyları 17.000’den 7.800’e düştü. Olumlu olarak ise 15.000 kişisel oy alan Li Andersson’un yükselişi var. 27 yaşındaki tanınmış kızıl-yeşil Andersson’un bu seçimlerden sonra 2016’da partinin yeni başkanı olması bekleniyor, en azından umut ediliyor.

17 Nisan 2015 Cuma

Selahattin Demirtaş ve Gezi Direnişi

Kürtler, Gezi'de neredeydi? Selahattin Demirtaş, Gezi için ne dedi?

Bu ve benzeri soruları sürekli duyuyor musunuz? Devamlı bir şekilde bu herkesin doğru bildiğini iddia ettiği yanlışlar kafanızı mı karıştırıyor? Bütün bu "Sağlı-Sollu" tartışma, manipülasyon, çarpıtma, saptırma, yalan denizinde kulaç atmaktan yoruldunuz mu? Gugıl aramalarında, YouTube kanallarında, gazete sayfalarında kayıp mı oldunuz?

Hizmeti ayağınıza getirdik. Demirtaş'ın Gezi direnişine dair açıklamaları, konuşmaları, röportajları aşağıda. Bir yarım saatinizi ayırırsanız, ne dediğini, hangi sözcükleri kullandığını bizzat Demirtaş'ın kendisinden dinleyebilir, okuyabilirsiniz:

8 Nisan 2015 Çarşamba

SYRIZA’nın Hükumetteki İki Ayı: Güçlükler ve Engeller

Giorgos Mavroidis, “Female Model”, 1971
Elena Papadopoulou & Michalis Spourdalakis

Müzakerelerin İlk Turu
 
Yeni Yunan hükumetiyle Avrupa Kurumları ve IMF arasındaki 20 Şubat anlaşmasından neredeyse bir ay sonra nerede durduğumuzu bilmemiz gerekiyor. Buradaki “biz” hükumet değil. Hatta Syriza üyeleri ve seçmenleri de değil. “Biz”, saldırgan neoliberalizme ve onun Avrupa halkına dayattığı kemer sıkma politikalarına karşı güçlü bir demokratik yanıt gerekliliğini anlayan ve Syriza’nın zaferini Avrupa’nın muhafazakâr ve gerici dönüşüne karşı bir umut ışığı olarak algılayan herkesi içeriyor. Demokrasinin kaderinden endişelenen ve Yunanistan ve Avrupa’da çalışanların daha iyi bir geleceği olması için savaşmaya devam eden tüm demokratik ve politik liberal yurttaşlara kadar genişliyor. Bu nedenle tam olarak ne olduğunu ve niye olduğunu anlamamız önemli.

Şubat anlaşmasının içeriğine ve yorumlanmasına dair geçtiğimiz üç hafta boyunca pek çok şey yazıldı. Pek çokları Syriza’nın seçim vaatlerine ihanet ettiğini ve bunca zorlu yıldan sonra Yunanistan’da ve Avrupa’da Solu heyecanlandıran sosyal değişim vizyonundan uzaklaştığını bağırmak için koşturdu. Doğrudan ancak bu kadar uzak olunabilirdi.

30 Mart 2015 Pazartesi

Yannis Albanis: Eurodan Çıkış Üçüncü bir Memoranduma Tercih Edilebilir

20 Şubat’taki Eurogroup anlaşması, o anda Yunan hükumetine sunulan gerçek seçeneklerin arasında mümkün olan en iyi –ya da en az zarar veren- seçenekti. Anlaşma Yunan hükumetine, sert kemer sıkma politikalarının ulusal ve uluslararası ateşli savunucuları tarafından bankacılık sisteminin boğulması yoluyla kurulan “ölüm tuzağı”ndan kaçma imkânı verdi. Daha da fazlası, krizin başlangıcından bu yana Memorandumun aslında yer alanların aksine ilk defa resmi diplomatik bir belgede krizin ele alınmasında alternatif yönlerin kilit noktaları özetlendi. Diğer yandan, gelin gerçekliği örtmeyelim; 20 Şubat anlaşması, en azından Syriza’nın seçim bildirgesi/programı/sözlerine kıyasla Yunan tarafında bir dizi ciddi taviz anlamına geldi (Bağımsız Yunanların özelleştirmelerle ilgili gerçek bir derdi yok)

25 Mart 2015 Çarşamba

Alexis Tsipras'ın, Dünya Sosyal Forumu'na Gönderdiği Mesaj

Değerli arkadaşlar ve yoldaşlar,

Dünya Sosyal Forumu on dört yıl önce, yeni milenyumun başlangıcında, piyasaların küreselleşmesine karşı insanların yanıtı olarak ortaya çıktı. Yoksulluk, sosyal eşitsizlik, demokrasi eksikliği, ırkçılık, çevresel yıkım ve ekonomik ve sosyal adaletin yokluğu gibi küresel sorunlara ilerici çözümler arayan dünyanın her yerinden hareketlerin, sendikaların ve örgütlerin çok yönlü bir buluşmasıydı. Dünyanın farklı yerlerinden gelen ve farklı sorunlarla mücadele eden sosyal güçlerin eşitler arasındaki diyalog ve yatay süreçler yoluyla ortak hedefler etrafında toplanabileceğini ve böylece gezegen için alternatif bir vizyon ve tasarım oluşturabileceğini kanıtladı. Dünya Sosyal Forumu “kârdan önce insan” ve “başka bir dünya mümkün” gibi sloganlarla özetlenen bu gibi değerlerle, sonuçta küresel neoliberal egemenliği sorgulayan eylem fikirleri ve şekillerinin doğduğu ve büyüdüğü bir alan oldu.

24 Mart 2015 Salı

HDP'ye Destek Açıklamaları

GUE/NGL: Suriye'deki Kürt Azınlığı Hedef Alan Bombalamaları Şiddetle Kınıyoruz

Bask milletvekili Josu Juaristi'nin açıklaması:

"Bugün milyonlarca Kürt, IŞİD'e karşı Kobanê'de kazandıkları zaferin ardından Yeni Yılı kutluyor. Kobanê'de zafer büyük fedakarlıklarla elde edildi ama şurası açık ki Kürtler IŞİD'e boyun eğmeyecek; ne Kobanê'den ne de dünkü terörist saldırılardan sonra.

Dünkü saldırıyı düzenleyenlerin adalet karşısına çıkarılması çağrısında bulunuyoruz. Uzun süredir devam ettirdikleri kendi kaderini tayin etme savaşının çözümü için Kürt mücadelesini destekliyoruz. Türkiye'yi Kobanê üzerindeki ablukayı derhal kaldırmaya ve ilk adım ve iyi niyet göstergesi olarak kentin yeniden inşa edilmesi için gereken yardımlara izin veremeye çağırıyoruz.

21.03.2015

GUE/NGL

Çeviri: Kontra Salvo

24 Şubat 2015 Salı

Tarık Ali: Tsipras'ın Yapmış Olması Gereken Konuşma

Tarık Ali'nin Facebook hesabından Syriza'ya yaptığı sert eleştiri:

Tsipras'ın açıklaması hüsnükuruntu bile değil, uydurmaların birleşimi. Schauble kötücül ve zafer kazanmış bir havayla Yunan delegasyonunun bu teslimiyeti halklarına nasıl açıklayacağını merak ettiğini söyledi.

Aşağıdaki aldatma denemesi Tsipras'ın açıklaması. Merkez politikacıların dosyasında bulunan zırvalardan. Eğer bütünlüklü bir stratejinin bir parçası olsaydı taktik bir geri çekilme olarak görebilirdik ama durum bu değil. Daha dürüst bir açıklama şöyle olabilirdi:

Tsipras'ın yapmış olması gereken açıklama:

Denedik, samimiyetle müzakere ettik ama kafamıza boşaltmaya kararlılardı. İlk önce Almanlar ve sonra takipçileri. Özellikle o gün şapkasını takmayan Maliye Bakanımız için çok zordu. Şapkası elindeydi. Yani elimiz boş döndük.

23 Şubat 2015 Pazartesi

Eurogroup'un Yunanistan'a Dair Açıklaması

Eurogroup, Yunanistan ve Yunan halkının geçtiğimiz yıllarda göstermiş olduğu dikkate değer uyum çabalarını takdir ettiğini tekrarlar. Geçtiğimiz birkaç hafta boyunca, kurumlarla birlikte, yeni Yunan yetkililerle yoğun ve yapıcı bir diyalog içine girdik ve bugün ortam bir zemine vardık.

Eurogroup, var olan anlaşma çerçevesinde Yunan yetkililerden gelen, bir dizi taahhütle destelenen Büyük Mali Yardım Olanağı Anlaşmasının (MFFA) uzatılması talebini dikkate alır. Uzatmanın amacı, var olan anlaşmanın koşulları temelinde yapılan değerlendirmenin, Yunan yetkililer ve kurumlarca ortak bir şekilde değerlendirilecek bahsi geçen esnekliğin en iyi kullanımı da sağlanarak başarılı bir şekilde tamamlanmasıdır. Uzatma aynı zamanda Eurogroup, kurumlar ve Yunanistan arasında olası bir devam anlaşması üzerine yapılacak görüşmelere dek köprü olacaktır.

21 Şubat 2015 Cumartesi

SYRIZA Gençliği: Kobanê'yle Dayanışma Kampanyası

Mücadele eden sevgili erkek ve kız  kardeşler,

Geçtiğimiz aylar boyunca karanlığa karşı ışık oldunuz.

Korkuya karşı umut oldunuz.

Kabusa karşı rüya oldunuz.

IŞİD terörüne karşı kahramanca savaşınız, eşsiz mücadeleniz tarihteki en büyük onur ve direniş hikayelerinden biri. Cesur Kürt savaşçılar, Rojava ve Kobanê'nin yürekli erkek ve kadınları bize herkes karşınızda olsa bile teslim olunmayabileceğinizi öğretti.

10 Şubat 2015 Salı

8-10 Soruda HDP...

HDP şu konuda ne diyor? HDP bu konuda ne diyor? Bu konuda bir şey dedi mi? Ne dedi? Nerede yazıyor?

Seçimler yaklaştıkça bu sorular artacak ve sıklaşacak. Ben de şöyle bir toparlayayım dedim. Aklıma geldikçe yenilerini eklemeye, güncellemeye çalışacağım. Şöyle buyurun:



7 Şubat 2015 Cumartesi

Etienne Balibar, Susan George ve Francis Wurtz’la Yuvarlak Masa: “Yunan Halkıyla Ne Tür Bir Dayanışma?

Olaylar

SYRIZA, 25 Ocak’taki Yunan seçimlerinde %36,34 oy alarak tarihi bir zafer kazandı. Parlamentoda çoğunluğu az farkla kaçırdan radikal Sol koalisyon, “kemer sıkma karşıtı” bir hükumetin oluşumunu ilan etti.

Bağlam

Borcu yeniden müzakere etmek söz konusu olduğunda, Alexis Tsipras liderliğindeki Yunan hükumeti Avrupa’da yalnız değil. Troya, mali piyasalar ve kemer sıkma yanlısı büyükbaşların uzlaşmaz tepkileriyle karşılansa da Podemos, Sol Cephe (Fransa), Sol Parti (Almanya), güçlü Alman sendikası DGB ve diğerlerin pek çoklarının desteğini alıyor.

Yunan seçmenler, SYRIZA’ya iyi bir farkla zafer kazandırarak ülkelerinin kemer sıkma politikalarının deli gömleğinden kurtarılması için açık bir vekalet vermiş oldular. Bu radikal Sol parti şimdi hangi engelleri aşmak zorunda?

Susan George: Şimdi gerçekten zor kısım başlıyor. Geçen Pazar günü yaşadığımız coşkuya sıkıca tutunmalıyız çünkü Syriza, Yunanistan veya Avrupa’da onları destekleyen insanlar için hiçbir şey kolay olmayacak. Syriza merkez Komitesi üyesi, KCL’de politika teorisi okutmanı olan Stathis Kouvelakis, sonuçlarla ilgili yaptığı analizde, iyimserliğimizin üstüne bir kova buz gibi su dökmedi belki ama diyebilir ki bir kova soğuk su döktü diyebiliriz. Syriza’nın, Atina ve Selanik gibi iki büyük kentte sınırlı ilerleme gösterdiğini ve aslında Yeni Demokrasi’ye ulusal çapta beklendiğinden daha az fark attığını vurguladı. Ve en önemlisi, Syrizalı bakanlar daha koltuklarına oturmadan kasalar beklendiğinden daha fazla boşaltıldı. Devletin vergi gelirleri dibe vuruyor. Yani Kouvelakis’e göre partinin programı “çok fazla aşırı iyimser temeller üzerine kurulmuş.” Bu da bize, Bundesbank ve diğer güçlü karşıtlarının yeni Yunan hükumetiyle görüşmelerde ne kadar düşmanca olacağını bildiğimize göre Syriza’nın desteğimize ihtiyacı olacağını gösteriyor.