İsterdim ki köyde yaşayayım. Dedemin, babamın köyünde... Babamın oyun oynadığı yerlerde oyun oynayayım. Türlü türlü otun, çiçeğin, ağacın, börtü böceğin ismini bileyim...
İsterdim ki onun su içtiği çeşmeden su içeyim. Yüzmeyi Peri Suyu'nda öğreneyim.
İsterdim ki anam gibi yıllar sonra ışkın, taze nohut yiyince çocukluğuma döneyim.
İsterdim ki Elazîz ve Çewlîg'e dönünce çocukluğuma döneyim onlar gibi...
İsterdim ki Kurmancî bileyim. Veya anamın dili Kirmanckî...
İsterdim ki en az üç dil bileyim. Bedri Rahmi'nin dediği gibi:
"En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Canımın içi demesini
Kırmızı gülün alı var demesini
Nerden ince ise ordan kopsun demesini
Atın ölümü arpadan olsun demesini
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
İnsanın insanı sömürmesi
Rezilliğin dik alası demesini
Ne demesi be
Gümbür gümbür gümbür demesini becereceksin"
Bir anamın dili Kirmanckî, bir babamın dili Kurmancî, bir de Türkçe...
İsterdim ki en az üç dil bileyim...
İsterdim.
1 yorum:
teşekkürler....
Yorum Gönder