20 Temmuz 2012 Cuma

"Toplasam O Oyları, Buradan Köye Yol Olur mu?"


"Ben her şeye rağmen, elimde o yönde veya bu yönde ampirik bir veri olmasa da, biraz da sezgisel olarak diyelim; aceleye getirilmemiş, parti örgütlerinde ve orta ve üst düzey yönetici kadrolarca layıkıyla tartışılmış, yakınlaşma (en azından diyalog) sürecinde seçmen kitlelerine yönelik PR çalışmalarıyla desteklenmiş, yaklaşık iki yıla yayılmış bir projenin; hele bir de silahların sustuğu, çözüm umutlarının yeniden yeşerdiği bir konjonktüre denk gelirse; başarılı olacağına inanıyorum. Bu yüzden, evet ittifak diyorum.”

Burak Cop, son yazısında böyle diyor. Ufak bir google araştırmasıyla ulaştığımız veriler ise bunun tam tersini gösteriyor. Yani Dağhan Irak'ın yazısındaki "Her iki partinin seçmenine de ‘oy vereceğiniz 2. parti hangisidir?’ ve ‘hangi partiye asla oy vermezsiniz?’ soruları sorulmalı... 2+2 her zaman 4 etmez, eğer her iki partinin seçmeni de diğer partiye çok soğuksa, 2+2 toplamda 1.5 bile etmeyebilir.” sonucuna ulaşıyoruz.

Bu araştırmada ortaya çıkan duruma göre CHP seçmeninin asla oy vermem dediği ilk parti %47 ile AKP. AKP, iktidar partisi olduğu ve CHP seçmeninin en çok önem verdiği kurum ve kavramları hırpaladığı için haliyle asla oy vermeme listesinde ilk sırada. Özellikle son yıllarda, artık kendisini destekleyen liberallerin dahi tepkisini çekecek kadar dini referansları kullanan AKP'nin, CHP'liler için neredeyse nefret nesnesi haline dönüşmesi çok normal. Yani yarın öbür gün AKP muhalefete düşüp başka bir parti iktidar olduğu zaman, CHP seçmeni için "asla oy vermem" dediği birinci parti değişecek. (Bu varsayımda bulunulurken CHP'nin bu kafayla hiçbir zaman iktidar olamayacağı gerçeği dikkate alınmıştır. Evet, bu bir gerçek)

Bu sıralamada AKP'yi hangi parti takip ediyor dersiniz? Tabi ki %40 ile BDP. İşte önemli olan nokta burası. CHP seçmeninin yaptığı sıralamada yeri asla değişmeyen parti, Kürtleri temsil eden parti oluyor. Birinci sıradaki olup parti esas olarak iktidar olmadığına göre değişirken ikinci sıradaki parti için böyle bir kaygı güdülmüyor. Yeter ki CHP'nin ve seçmeninin üzerinde titrediği üniter devlet yapısına tehdit oluşturan bir parti olsun.

Araştırmada çıkan ve CHP'li seçmenin sanırım hiç kimseyi şaşırtmayacak bir tercihi de sadece %5'inin MHP için asla oy vermem sözünü kullanmış olması. BDP'li seçmenin neredeyse %100'ünün asla oy vermeyeceğim dediği partiye, CHP seçmeninin sadece %5'i asla oy vermem diyor. Seçmenlerin kendisini nasıl tanımladığına dair araştırmalarda, CHP seçmeninin kendini kısaca “Atatürkçü, laik ve milliyetçi olarak tarif ettiğini bilirsek bunun ne kadar normal olduğu da anlaşılır sanırım.

Seçmeninin tercihleri BDP seçmeninin tam aksi istikamette olan bir CHP'nin, sırf matematiksel hesaplara göre AKP'nin 5-10 milletvekili azalacak diye BDP ile ittifaka gireceğini düşünmek pek mantıklı değil. Mantıklı olmadığı gibi siyasetin bu kadar pragmatizme indirgenmesi de uzun vadede herkes için zararlı olacaktır. Keza bulunduğu noktaya bin bir badire atlatarak ulaşmış olan BDP'nin, bu kadar ilkesiz bir seçim ittifakına evet diyeceğini de düşünmek istemem. Evet, sırf AKP 5-10 milletvekili az kazanıp seçim gecesi morali bozulacak diye ittifak yapmak bence ilkesizlik.

Her iki partinin de yukarıdaki sebeplerden dolayı sonuç vermesi pek de ihtimal dahilinde olmayan “seçmen kitlelerine yönelik PR çalışmalarıyla desteklenmiş, yaklaşık iki yıla yayılmış bir proje” için emek, vakit ve nakit harcamak yerine kendi hedefleri doğrultusunda aldığı desteği genişletmeye çabalaması çok daha pozitif sonuçlar getirecektir.

Bunun yanı sıra daha dün CHP Genel Başkanı'nın yaptığı açıklama şöyle: Bizi kuran, CHP'yi CHP yapan kadrolar, bu ülkede ulusal Kurtuluş Savaşı'nı veren kadrolardır, biz onların mirasını zenginleştirmek istiyoruz, tüketmek değil, bunun altını özenle çizmek isterim. O açıdan, 'biz BDP'lileşecekmişiz, biz SHP'lileşecekmişiz'. Hayır efendim biz CHP'yiz"

Bu açıklamaya bakarsak CHP''yle ittifak öngörüsünde bulunanların en önemli ve belki de tek dayanak noktası olan "Ama SHP'yle ittifak yapılmıştı" iddiasının da altı boşalmış oluyor. Hem genel başkanının açıklamaları hem de yeni seçilen CHP yönetimin böyle bir ittifakı gündemine almayacak bir yapıda oluşması bu sonuca varmamızı sağlıyor.

Kurultay konuşmasında, ülkeyi kasıp kavuran Kürtlerin sorunlarına dair tek somut çözüm önerisi fabrika açmak olan ve Alevi sözcüğünü ağzına dahi almayan bir genel başkana sahip partiyle ittifak yapmanın gerekliliği ve doğruluğu üzerine bir kere daha düşünmek lazım. Her tür muhalefeti dönüp dolaşıp CHP'ye yedeklemekle yıllardır bir yere varılmadığı görülmüyor mu?

Can Yücel görmüş olacak ki "Bütün solaki ve salaki tilkiler / Döne döne dolaşıp / Tıpış tıpış gelirler sonunda / Kemalizm dükkanına / Ve siroz olurlar" demiş.

0 yorum: