21 Mart 2012 Çarşamba

Kürt Sorununda Otobüs Durağı Etkisi

Orta Asya'dan akın akın Mezopotamya ve Anadolu'ya göç eden Türklerin, yol üzerinde dinlenmek için kullandıkları hanlar, modern otobüs duraklarının ilkel örneklerini oluşturuyor. Ordusunun kuruluş tarihini bile MÖ 209'da Asya Hun Devleti İmparatoru Mete Han'ın kurduğu iddia edilen ilk teşkilatlı orduya dayandıran bir devlet-milletin, göç ederken kullandığı hanların modern hali olan otobüs duraklarına olan muhabbetini bu örneğe bakarak anlayabiliriz.

Türk filmlerinden de bildiğimiz, eski zamanlarda uzun yol güzergahları üzerinde yer alan bu hanlar, şimdilerde otobüs durağı adı altında daha minimal bir konseptle Türkiye'deki kentsel yaşamın en önemli donatılarından birini oluşturuyor. Yapılmayan bir araştırmaya göre (ki yapılsa kesin böyle çıkar, o derece eminim) halkın, AVM'lerden sonra en çok sosyalleştiği alan; otobüs durakları. Otobüs beklerken paylaşılan sigaralar, omuz üstünden okunan gazeteler, dikizlenen SMS'ler, yer verilen yaşlılar, paylaşılan fazla biletler vb... Bütün bunların hepsi eski hanlarda olan at beklerken paylaşılan tütünler, hancıdan şarap ve et istemeler, hancının kızına göz süzmeler, dedikodulara kulak kabartmalar vb. etkinliklerin modern çağın kültürel ve teknolojik gelişmelerine uyarlanmış hali

Bu yüzdendir ki devletin “Bayramınızı benim istediğim gün kutlayacaksınız” direktifine uymayan Kürtlerin, yine devletin saldırısı sonucunda bir canlarını kaybetmesi değil de otobüs duraklarında meydana gelen hasar ön plana çıkarılıyor. Otobüs duraklarında meydana gelen hasar, Türklerin tarihsel kodlarında yer alan “han” kavramına verilmiş bir zarar olarak algılandığı için de verilen tepki o derece sert oluyor. Netice onlar için Orhun Yazıtları bir, otobüs durakları iki geçmişten kalan en önemli kültürel miraslar. Kürtler ise, yerleşik halk olarak uzak diyarlardan bu topraklara göç etmedikleri için han algısına sahip olmadıkları gibi şehirleşmelerini doğal ekonomik evrim sonucu değil de zorunlu göç dalgasıyla tamamladıkları için otobüs durağı mevzusuna da hakim değiller.

Oysa herkes (ama herkes), hayatında bir sefer olsun Diyarbakır'da Newroz kutlamalarına katılmalı. Tekil birey Kürtler'e karşı aslan kesilip kalabalık Kürtler'den korkan herkes için faydalı bir deneyim olacağına eminim. Devletin ve ana akım medyanın anlattığının aksine, Newroz'un Kürtler için ne ifade ettiğini anlamanın, aslında öyle ortalıkta otobüs durağı yakmak isteyen şuursuz bir kalabalığın değil, binlerce yıllık bir geleneği, çağa göre uyarlanmış gündemle kutlamak isteyen bir halk olduğu görmenin en pratik yolu bu gibi görünüyor. 

Tarihe gelince... Orhun Yazıtları dünya kültürel mirası. Koruyalım. Tabi otobüs duraklarını da... Ve lakin ortada kaybedilmiş bir can varken otobüs durakları da ön plana çıkarılmasın.

0 yorum: