17 Temmuz 2011 Pazar

Cazdan Kına Yakılmaz

Caz müzik deyince pek çok insanın aklına bir grup siyahinin saksafon, trompet, piyano, kontrbas, davul yaptığı bir müzik türü akla gelir. Bu müziğin kökeni 1800'lü yıllarda köle ticareti sonucu ABD'ye getirilen neredeyse yarım milyon Afrikalı'nın, beraberlerinde getirdiği güçlü kabile müzik geleneklerinin Avrupalı enstrümanlarla kaynaştığı 20. yüzyılın başlarında ABD'nin güney eyaletlerinde yaşayan Afrikalı Amerikan topluluklarına dayanıyor.

Müzik tarihçisi değilim dolayısıyla detaylı bir caz müzik tarihi anlatacak durumum yok ancak basit bir gugıllamayla caz müziğinin tarihiyle ilgili bu ve benzeri bilgilere erişmek mümkün. Bu bilgilerden de caz müziğin bir isyan müziği olmasa bile ezilenlerin, yoksulların, kölelerin müziği olarak doğduğu kolaylıkla öğreniliyor.

Peki, geçen gün İKSV'nin düzenlediği İstanbul Caz Festivali kapsamında Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu'nda sahne alan Aynur Doğan'ın Kürtçe şarkı söylediği gerekçesiyle protesto edilmesini nereye koyacağız? Ezilenlerin müziğinin icra edildiği bir konserde, ülkenin ezilen kesimlerinden biri olan Kürtlerin diliyle şarkı söylenmesine katlanamayan bir ruh, eğitim ve cep haliyle karşı karşıyayız.

Eğitim ve cep hali dedim çünkü ülkemizde caz müzik dinleyen kesimin eğitim ve cep durumu ülkenin bir takım eğitsel ve ekonomik ortalamalarının üzerinde. Caz müziği dinleyenler ülkemizin eğitimli ve maddi açıdan rahat olan kesimini tarif ediyor. Her ithal durumda olduğu gibi caz müziği de farklı kültürlere erişme imkanı daha geniş olan eğitimli ve paralı kesim üzerinden ülkeye giriş yaptığı için bu müziği doğuran insanların durumunun 180 derece tersi bir toplum kesimi tarafından icra ediliyor ve dinleniyor.

Üç halden bir diğeri olan ruh halinin ise dinleyiciler açısından bakarsak eğitim ve cep halinin aksine bir hayli ülke ortalamasında olduğunu açık ve net olarak gördük. Bir caz konserinde sahnede Kürtçe şarkı söylendiği gerekçesiyle pet şişe ve minder fırlatıp İstiklal Marşı okuyan eğitimli ve paralı kesimle, Aydın’ın Germencik İlçesi’ne bağlı Bozköy’de bir termal otel inşaatı şantiyesinde çalışan Kürt işçileri inşaatta sıkıştırıp ateş açarken İstiklal Marşı okuyan eğitimsiz ve parasız kesim arasında ruh hali bakımından fark yok. Milliyetçilik ve giderek Kürt düşmanlığı ülkenin tüm ekonomik, sosyal, cinsiyet ve yaş grubu kategorilerine neredeyse eşit bir şekilde yayılmış vaziyette. Sosyal yaşam anketlerine yansıyan Kürtlerle ilgili olumsuz düşüncelerin somuta dönüştüğü zamanlarda yaşıyoruz.

Bu olumsuz düşüncelerin somuta dönüştüğü bir örnek olan caz konseri özeline dönersek, geçtiğimiz günlerde Diyarbakır'da meydana gelen çatışma sırasında ölen 20 gencimizin içinden seçtikleri asker olan 13'ünün ölümünü ileri sürülerek protesto yapmalarındaki ikiyüzlülük de ayrıca değerlendirilmeli. Kürtçe şarkı söylenmesini engelleyerek ölümleri protesto ettiğini düşünenlerin, Aynur Doğan sahneye çıkana kadar diğer dillerde söylenen şarkılarla eğlenmesi neyle açıklanabilir? İçten bir üzülmenin getireceği vakardan çok kaybedilmiş bir mücadelenin düşmanına olan öfkeyle belki... Ancak bu öfkenin o çok sözü edilen “hepimiz kardeşiz” başlıklı “geyiğe” hiç bir katkısının olmayacağını görmek için allame-i cihan olmaya gerek yok.

Belki de caz konserinde nümayiş yapan eğitimli, paralı ve Ahmet Kaya'dan Aynur Doğan'a her biri Ertuğrul Özkök'ün rahle-i tedrisinden geçmiş bu kitleye, gerçek bir Türk büyüğünün onların anlayabileceği tarzda ifade ettiği gibi söylemek lazım: “Faşizm, çok ayıp bir şeydir.”

0 yorum: