19 Şubat 2014 Çarşamba

Darbeler, Medya ve Açmazlar: Şiddetli Protestolar Venezuela için Ne Anlama Geliyor

Venezuelanalysis.com yazarları ülkede yaşanan protestoları üç değişik açıdan kısaca değerlendirdiler: Muhalefetin stratejisi, medyanın nasıl tepki verdiği ve gösterilerin Bolivarcı Devrime etkileri. 

 #1: Muhalefetin Muhalefete Darbesi 

 Ryan Mallett-Outtrim

Venezuela muhalefeti hükumete değil, kendisine karşı bir darbe başlattı. Muhalefet hareketinin iki kanadı, aynı stratejiyi paylaşmalarına rağmen birbirleri üzerinde egemenlik kurmak için yarışıyorlar.

Muhalefetin şu anki stratejisi, Nicolas Maduro’yu istifa etmeye zorlamak ve hemen ardından başkanlık seçimi yapılmasını sağlamak. Yüzergezer seçmenleri terörize edip muhalefete teslim olmalarını sağlayarak bir sonraki seçimi kazanmayı istiyorlar.

Şimdilik muhalefet için tek gerçek seçenek bu. Silahlı kuvvetler, Nisan 2002’deki gibi bir darbe girişiminin tekrarlanmasına meydan vermeyecek bir şekilde Chavismo’ya bağlı. Ayrıca olası bir geri çağırma referandumuna hala iki yıl var, yanı sıra aşırı sağ öngörüsüz ve genel olarak demokrasiye karşı ilgisiz.

Maduro’nun geçen Nisan’da az farkla kazandığı zafer, eğer yeteri kadar baskı uygulanırsa kolayca Chavismo’dan muhalefete kayabilecek büyükçe bir seçmen yığını olduğunu gösterdi. Muhalefet, Nisan 2013’te havuç ve sopa politikasına ihtiyaç duyuyordu. Muhalefetin adayı Henrique Capriles, kıtlık gibi güzel bir sivri sopayla ve havuç olarak tertemiz bir Chavez-lite sunan iyi düzenlenmiş bir seçim kampanyası yürüttü ve neredeyse kazanıyordu.

Venezuelalılar, 12 Şubat günkü çatışmaya giden yolda geçen Nisan’dan daha moral bozucu yokluklarla karşı karşıya kaldılar. Süpermarketlerin önündeki her günkü kuyrukların yanı sıra geçtiğimiz haftalarda Merida gibi yerlerde muhalefet gruplarının düzenli bir şekilde şiddet eylemleri oldu. Şimdi eli arttırıyorlar.

Muhalefetin büyük çoğunluğunun istifaya zorlama stratejisini destekliyor görünmesine rağmen, iki ayrı kamp var. Muhalefetin ılımlı çoğunluğu, Maduro’ya karşı ve hükumetle özel sektör arasında büyüyen düşmanlık zeminine karşı barışçıl gösterilerden yan tavır aldı.

Geçtiğimiz birkaç haftada Capriles ılımlıların poster çocuğu oldu. Aşırılıktan uzaklaştı ve Maduro yönetimiyle birlikte çalışma niyetini belirtti. Yine de sıkı bir şekilde sağcı ve hükumeti eleştiriyor. Eğer muhalefet hareketi kazanmak istiyorsa bu tür bir ılımlı figür uzun dönemde tam da ihtiyaç duyduğu şey. Milletvekili Maria Machado, Karakas Valisi Antonio Ledezma ve Halkın İsteği (Voluntad Popular) lideri Leopoldo Lopez gibi aşırıların muhalefet hareketi merkezi kazanmaya çalıştıkça hızla gereksiz hale geleceklerini bilmesi lazım. Ayaklanmacı taktikleri ve uzlaşmaz fanatiklikleri eski zamanlarda kaldı ve hem ılımlı muhalefet hem de tereddütlü Chavista’lar için çekici değil.

Ilımlılar gibi aşırı azınlık da Maduro’yu istifaya zorluyor. Ancak muhalefetin çoğunluğundan iki şekilde ayrılıyorlar.

İlk olarak, teröristler. Aşırı uçlar olabildiğince şiddet ve kargaşa yaratarak Maduro’yu teslim olması ve halkı terörize etmesi için zorlamayı umuyorlar. Silahlılar, fanatikler ve bir kan banyosunu kışkırtmaya çalışıyorlar. Onlara göre şiddet, orta sınıf seçmenlere baskı uygulamanın yanı sıra devrimi sekteye uğratmak için sadece ek bir araç. Nihayetinde eğer hükumet sokaklarda temel güvenliği sağlayamazsa bırakın devrimi derinleştirmeyi, ekonomik sıkıntılarla nasıl başa çıkacak?

Eğer nihai hedeflerinde ulaşamazlarsa ve Maduro düşmezse, yapabilecekleri şeyler hükumete engel çıkarmaya devam etmekten ibaret olacak.

İkinci olarak aşırı sağ biliyor ki onlar için güneş batıyor ve yaşanan şiddet politik ortama tutunmak ve ılımlıları radikalleştirmek için son fırsatları. Şimdiye dek muhalefet hareketinin çoğunluğu aşırıların saldırganlıklarını kınamakta başarısız oldu. Eğer bir darbe girişimine tanık oluyorsak bu, Capriles’e ve temsil ettiğini ılımlı muhalefete karşı oluyor. Güç hayranı Machado, Ledezma ve Lopez gibi aşırılar muhalif hareketinin egemenliğini ele geçirmeye çalışıyorlar. Onlara göre Capriles, uysallaştı ve iki defa seçim kaybederek ağırlığını kaybetmiş oldu. Eğer çaresizce arzuladıkları kan banyosunu kışkırtabilirlerse, ılımlıların yerine muhalefetin egemen gücü haline gelebilirler.

#2 Medya Ne Dedi ve Ne Demedi 

Ewan Robertson

Üç kişinin öldüğü ve onlarca insanın yaralandığı Çarşamba günkü şiddet olaylarından sonra ulusal ve uluslararası medyadan farklı tepkiler geldi. Özellikle muhalif aktivist Bassil Alejandro Dacosta (24) ve Chavist Juan Montoya (40)’nın muhalefet gösterisinin ardından ortaya çıkan silahlı gruplar tarafından öldürüldüğü Karakas’taki Başsavcılık ofisinin etrafında nelerin olup bittiğine dair çelişkili yayınlar oldu.

Venezuela medyası 

Hem devletin sahibi olduğu hem de bağımsız hükumet yanlısı yayınlar, Çarşamba günü, Başsavcılık ofisinin yakınlarında gerçekleşen ölüm olayları da dahil olmak üzere, yaşanan şiddetin sağcı muhalefet lideri Leopoldo Lopez tarafından planladığı ve silahlı radikal muhalefet grupları tarafından gerçekleştirildiğini iddia ettiler. Karakas merkezli Ciudad CCS gazetesi “Sağcı Şok Grubu Ölüme ve Kargaşaya Yol Açtı” başlıklı raporda daha da ileri giderek Juan Montoya'nın planlı bir şekilde yakındaki bir binadan vurulduğunu yazdı. Aynı zamanda polise ve Ulusal Muhafızlara “taş ve büyük nesneler atan motorsikletlilerin” varlığını vurguladı. 

Venezuela medyası aynı zamanda, Başsavcı Luisa Ortega Diaz'ın, muhalefet yürüyüşünün ardından ortaya çıkan ve orada bulunanlara şiddet uygulayan “politik tertipçiler” ve “50 maskeli kişiden” bahsettiği açıklamasını da verdi. Ortega bu açıklamasında, şiddetin “faşistler” tarafından “planlandığını” ve işlenen suçların arkasında radikal muhalefet gruplarının bulunduğundan şüphelendiğini söyledi.

Ultimas Noticias gazetesi ve Noticias 24 web sitesi gibi pek çok politik olarak tarafsız Venezuela haber kaynağı, şiddet olaylarıyla ilgili detaylı yorum yapmamayı tercih etti. Şiddeti herhangi bir tarafa yakıştırmadan hükumetin ve muhalefetin olaylara dair tepkilerini vermekle yetindiler.

Bazı muhalefet yanlısı yayınlar, güvenlik güçleri ve colectivos denilen hükumet yanlısı grupları şiddet olaylarını düzenlemekle ve ölümlerle ilgili suçladılar. Muhafazakar gazete EL Universal, Montoya ve Dacosta'nın colectivos ve SEBIN (Ulusal İstihbarat Örgütü)’in ateş açmasıyla öldüklerini söylediler. Muhalif gazete El Nacional ve Tal Cual da “Vahşi Saldırı” ve “Anlamsız Şiddet” gibi başlıklarla polis güçleri veya (duruma göre) colectivosları hükumet karşıtı göstericilere ateş açmakla suçladıkları benzer haberleri yaptılar. 

Uluslararası Medya 

Çarşamba günkü şiddetle ilgili çelişkili raporlar ve yeni başlayan resmi soruşturma yüzünden olsa gerek pek çok uluslarası yayın, belirgin bir taraflı yayıncılık yapmadı. CNN Espanol, şiddet olaylarının detayını vermeyen ama hem hükümetin hem de radikal muhalefetin güne dair yorumlarını içeren nispeten tarafsız bir haber yaptı. Bu arada İspanyolca yayın yapan hukümet yakın Telesur, ölümlerde polis bağlantısını reddeden ama suikastçilerin kim olduğuna dair bir sonuca da ulaşmayan bir yayın yaptı. Yayında “Dünkü olaylar muhalefetin bir kere daha istikrarsızlık yolunu seçtiğini gösterdi” diye devam deniyordu.

İngilizce medyada, Reuters haber ajansı, olay yerinde muhabirleri olmasına rağmen ancak protesto sonrası şiddet sırasında yaşanan “kargaşa esnasında” iki ölümün meydana geldi diye haber yapabildi. Ajans aynı zamanda, muhalefetin ılımlılar ve uyuşmazlar olarak bölündüğünü ve şiddet yanlısı uyuşmazların Başkan Maduro'yu istifa ettirme stratejisinin bir parçası olarak yolları kapatıp karışıklık çıkardığını (bu grupların zaman zaman silahlı olduklarını ve sivillere saldırdıklarını söylemeden) belirtti.

Diğer uluslararası yayınlar "yetkililer barış öğrenci göstericilere saldırdılar" diyerek ya üstü örtülü ya da açık bir şekilde daha yorum içeren açılardan baktılar. İngiliz Sky News, sert muhalif önderlerden Maria Corina Machado'nun, iki öğrencinin hükumete karşı "seslerini yükselttikleri" için öldürüldüğü iddiasını verdi. Associated Press (AP), "Motorsikletli silahlı hükumet yanlıları hükumet karşıtlarına saldırdı" diyen Fox News gibi çeşitli yayınların haberlerini kullandı. AP, saldırganların "tanımlanmadığını" söyledi. BBC ise haberini Associated Press’ten almakta yetinmiş gibi görüdnü. Haber, daha sert muhaliflerin Maduro'yu istifaya zorlama stratejisi ve silahlı radikal muhaliflerin varlığı ve eylemleri çıkartılarak yeniden yazıldı. El Cezire, daha da ileri giderek, diğer uluslarası yayınların ima ettiği ancak kanıt olmadığı için doğrudan söylemediği "Hükumet yanlısı silahlı gruplar motorsikletlerle gelip 100'den fazla Maduro karşıtı protestocu öğrenciye ateş açtı" iddiasını yayınladı.

Sonuç

Venezuelalı yetkililer Çarşamba günkü şiddetin sorumlulurını bulmak için araştırmalara başlarken, uluslararası medya bir ülkedeki olaylara dikkat kesildi. Bununla beraber verdikleri haberler, muhalefetin sert kanadının hükumeti istifaya zorlama stratejisini veya radikal muhalif grupların geçtiğimiz hafta şehir sokaklarında meydana getirdiği şiddet olaylarını ve dünkü gösterilerin bağlamını açıklamakta başarısız oldu. Bazı haberler, aynı gün gerçekleşen barışçıl hükumet yanlısı gösterileri bile vermedi. Venezuela hükumetini “baskıcı” diye etiketleme hevesi yüzünden olsa gerek, daha Venezuela’da olaylar üzerine tartışmalar devam ederken birkaç uluslararası yayın Çarşamba günkü şiddetin ve ölümlerin sorumlusunun “hükumet yanlısı gruplar” olduğunu iddia ettiler. Bazı haberlerde, radikal muhalefetin hem Çarşamba günkü hem de sonrasındaki günlerde gerçekleştirdiği şiddet eylemleri hikayeden silindi. Örnek olarak BBC’yi verebiliriz. Bu yayınlar, Venezuela’da olup bitenlere dair dünya kanuoyunu yanlış yönlendirmemek için daha sorumlu yayınlar yapmalılar. Muhalefetin radikal kanadı, hükumeti indirmek için demokratik mekanizmalar yerine sokak eylemleri ve şiddeti tercih etmişken uluslararası gözlemcilerin ülkenin içinde bulunduğu kritik durumu anlamaları için doğru bilgilendirme kilit olacak.

#3 Karmaşık Bir Psikolojik Savaş ve Bunun Bolivarcı Devrim için Anlamı

Tamara Pearson 

Muhalefetin yerel seçimleri kaybetmesinden ve Noel ve onu takip Yeni Yıl döneminden bu yana geçen altı haftada olaylar kötüye gitti. Ürünlerini resmi kurdan alan mağazaların satışta resmi kur yerine karaborsa kurunu uygulaması nedeniyle fiyatlar fırladı. Gündelik ürünlerin bulunması zorlaştı ve daha önce bulunamayanlara birkaç ürün daha eklendi: Mide enfeksiyonlarına için kullanılan Metronidazol bulunamadı. Metronidazol’un alternatifi var ve aslında pek çok şeyi ucuz sabunlarla yıkayabilirsiniz; çeşit çeşit bulaşık ve çamaşır deterjanına ihtiyaç yok. Pek çok insan evlerinde yine bulunamayan ürünlerden olan şeker ve margarin stokladı. Bazı mahallelerde yemek pişirmek için gaz bile bulunamaz oldu. Ekonomik gerçeklik biraz kötü ama daha kötü olan bunun insanlar üzerindeki psikolojik etkisi: İhtiyacınız olan ürünü bulup bulamayacağınız veya bedelini karşılayıp karşılayamayacağınızın yarattığı güvensizlik hissi. Bu his, ürün geldiği zaman insanların uzun kuyruklar oluşturmasına ve psikolojik etkinin de derinleşmesine neden oluyor. Aynı zamanda karaborsa kur artmaya devam ediyor ve insanların aklına hiperenflasyon kuşkusu yerleşiyor.

Bunların da üstünde, ne olup bittiği ve hükumetin ne yaptığı konusunda devamlı yalan söyleyen ve Chavistaları sosyal medyada sözlü olarak taciz eden bir medyamız var. Ayrıca geçtiğimiz haftalarda Venezuela’nın bazı bölgelerinde, muhalefetin şiddet kullanan kesimleri oldukça etkindiler. Burada, Merida’da, birkaç “öğrencinin” lastik yakıp çöp dökerek ana yolu kapatması ve geçmek isteyen herkese taş atmasıyla başladı. Herhangi bir afiş veya pankartları yoktu. Geçen Cuma’dan bu yana protestolar şiddet, katılımcı ve kapatılan yollar bakımından büyüdü. Okula, işe ve hastaneye gitmek güçleşti ve bahsettiğim ekonomik güvensizlikle bir leşince hayal kırıklığı, sıkıntı ve korku yayıldı. Dün gece mahallemde cacerolas (tencere tava eylemleri) başladı ve diğer birkaç yerlerdekilerle birlikte endişeye yol açtı.

Bu yıpratma savaşı çeşit yöntemlerinin insanları nasıl etkilediği yaşadıkları veya çalıştıklara yerlere göre değişiyor. Çoğu işyeri, Mercal yiyecek ürünlerine erişebiliyor. Diğer mahalleler çok daha sakin ve ülkenin geri kalanı barışçıl. Şimdi, hükumet hatalar yaptı ama satın alma gücü geçen yılın ortasına kadar devamlı yükseldi ve enflasyon geçen yıla kadar %15-30 arasındaydı. O zamandan bu yana bu verilerin kötüleşmesi, hem politik amaçlar hem de zengin sektörlerin karlarının ciddi şekilde azalması nedeniyle açık ki bilinçli olarak zorlanıyor. Chavez’in öldüğü, devrimin daha zayıf olduğu ana denk geldiler. Yıkıcı hareketler, muhafazakar güçlerin gelmesinin yolunu açacak üç somut şeyi; insanları yıpratmayı ve toplu koru ve endişeyi yaymayı amaçlıyordu. Politik muhalefet son on beş yılda bir seçim dışında hepsini kaybetmiş olabilir ama ekonomik muhalefet daha güçlü bir pozisyonda.Bu muhalefetin en zor yanı da daha az görünürler ve politik muhalefete göre daha az bölünmüş durumdalar.

Bu üçlü saldırının (ekonomik, medya ve şiddet) Bolivarcı devrimde yarattığı bir sonuçta ulusal hükumetin savunmaya çekilmesi oldu: sürekli olarak fiyat spekülasyonlarına, medya saldırılarına ve diğerlerine karşı koymaya çalışmak. Hükumet her ne kadar bilimsel programlar, konut programları, kültürel programlar, sokak meclisleri ve diğer şeyleri gerçekleştirmeye çalışıyor ama çabasının çoğunu suyun üzerinde kalabilmek için harcıyor.

Maduro 13 Şubat'taki konuşmasında kanunu uygulamaktan bahsetti ama Fiyat Kanunu ve %30 kar sınırının her şehirdeki binlerce dükkana uygulanmasını hayal etmesi bile güç. Eğer tabanda örgütlülük haklarımızı korumak için daha güçlü olsaydı, belki yapılabilir. Maduro aynı zamanda “En önemli şey yönetmeye ve çalışmaya devam etmek” dedi. Pek çok aktivist, misyon işçisi ve kamu sektörü işçileri bütün olumsuz havaya rağmen tam da bunu yapıyor. Mesela benim öğretmenlik yaptığım alternatif okula, son haftalarda aktivistler gelerek atölye çalışmaları, duvar resimleri yapmak ve her türlü yardımlaşmada bulunmak üzere geliyorlar. Bir grup rehabilitasyon programı başlattı ve bilim ve teknoloji için kurulan devlet vakfı bizimle görüştü ve bize bilgisayar ve internet odamız için yardım sağladı. Bununla beraber bu olumsuz havada bizim yaptığımız gibi devrimci örgütlenmeyi derinleştirmek hala çok zor.

Sorun bunun uzun dönemde nasıl çalışacağı. Belki birkaç Chavista satın alma gücündeki gerçek düşüşten etkilenip yorgun düşerek saf değiştirirken, çoğunluk inançlarına bağlı kalacak, hükumet destekçileri büyük ölçüde (yapıcı bir şekilde eleştirel olmak üzere) kamu yayıncılığına inanacak ve muhafetin destekçileri özel medya inanacak (ve manipüle edilecek). Muhalefetin radikal kesimi olan aşırı sağ Maduro'yu istifa ettirme amacına ulaşabilecek gibi görünmüyor ancak devrim için ileri gidiş de zor görünüyor. En kötü ihtimalle bir tür mat olarak ve en iyi ihtimalle yavaşlayan ama ufak ufak komünleri ve işçilerin yönettiği üretim birimleri ve diğerlerini inşa eden kararlı bir devrim olarak görülebilir. Bir yandan buradaki örgütlenme seviyesi inanılmaz ama örgütlerin de sadece kendi alanlarında çalışma eğilimi ve aralarındaki bölgesel ve ulusal bağlantıların eksikliği var. 2002 ve 2003'te gördüğümüz gibi bu tür durumlar işleri daha kötü yapacak diye bir şey yok, her ne kadar bağlantı sorunları güçleştirse de tabanı ve ulusal politikacıları daha da radikalleşmeye itebilir.

VENEZUELANALYSIS.COM

Çeviri: Kontra Salvo

0 yorum: