23 Nisan 2012 Pazartesi

Bugünü Kontrol Eden, Geçmişi Kontrol Eder

-Geçmişi kontrol eden geleceği, bugünü kontrol eden de, geçmişi kontrol eder-


Irkçılık ve yabancı düşmanlığı konularının gündemde olması ve Ermeni Soykırım'ını Anma Günü'nün yaklaşması nedeniyle memleketin ana muhalefet partisi BDP'nin ve diğer sol, demokrat partilerin iktidarda olduğu yerel yönetimlerin web sitelerini göz atarak “Tarihimiz” bölümleri altında bölgelerinin tarihini nasıl anlattıklarına bakayım dedim. Hemen söyleyeyim, sonuç hiç de iç açıcı değil. Büyük çoğunluğu resmi tarih anlayışını birebir yansıtan Türk-İslam sentezi ideolojisi kaynaklı bilgilerle dolu.

Belediyelerin web sitelerinde tarih, Urartular'dan başlatılıp Roma ve Bizans İmparatorluğu, çeşitli İslami beylikler ve Osmanlı İmparatorluğu'nu takiben Türkiye Cumhuriyeti'yle sonlandırılıyor. Bölgenin bir zamanlar yerleşik halkları olan ama soykırımlar, katliamlar, sürgünlerle yok edilen Ermeni, Nasturi, Keldani ve diğer halklar ya yok sayılıyor ya da oldukça olumsuz ifadelerle geçiştiriliyor.

Bilgilerin bir kısmı Wikipedia gibi pek de güvenilir diyemeyeceğimiz ve değişken içeriğe sahip siteden olduğu gibi alınmış. Neredeyse hepsi korkunç diyebileceğimiz propagandif yazılarla dolu. Bir kısmı da kaymakamlık veya valilik gibi devlet kurumlarının sitesinde olduğu gibi aktarımda bulunmuş. Bu sitelerdeki yazıların içeriğinin ise birebir devletin resmi tarihini yansıttığını tahmin edebilirsiniz.

Biri EMEP'li kalanı BDP'li belediyelerden bir kaç örneğe bakalım:

Adının Ermenice “Patnots”dan geldiği tahmin edilen ve zamanında kayda değer bir Ermeni nüfusa sahip olduğu bilinen Patnos ilçesinin tarihine dair belediye web sitesinde, Neolitik dönemden Türkiye Cumhuriyeti'ne dek anlatılan ilçe tarihinde Ermenilere dair tek bir sözcük yok. (http://patnos.bel.tr/sayfalar.php?id=12) Oysa yine aynı sitede ilçede, 1870'lerde 2 kilise ve bir Hıristiyan okulu olduğu belirtiliyor.

Yine Ermenice “Tadavan”dan geldiği düşünülen Tatvan ilçesinin belediye web sitesinde, bölge tarihi anlatılırken sayılan tarihi eserler arasında 54 kilise olduğunu aktarıldıktan sonra nedense “Kilise sayısının bu kadar fazla olması Hristiyan dinine mensup Ermeni nüfusunun aynı oranda fazla olduğu anlamına gelmemelidir.” denerek bir açıklama yapılması gereği duyulmuş. (http://www.tatvan.bel.tr/tr/tatvanin-tarihi.html)

20.yy başlarında nüfusunun neredeyse yarısını Nasturilerin oluşturduğu Hakkari'nin belediye web sitesinde ise bölgenin tarihinden bahseden bölümde, Nasturilere dair tek bir sözcük dahi bulmak mümkün değil. (http://www.hakkari.bel.tr/index.php?sayfa=sayfa&id=11) Hakkari'ye bağlı Çukurca belediyesinin sitesinde ise Nasturilerden şöyle bahsediliyor: “1.Dünya Savaşı Döneminde Rusların kışkırtmasıyla ayaklanan Nasturiler Ordu ve Milislerin ayaklamayı bastırmasından sonra ülkeyi terk etmişlerdir.” (http://www.cukurca.bel.tr/ilce.htm)

Adı Ermenice Gağezvan'dan Kağızman'a dönüştüğü tahmin edilen ilçenin sitesinde ise adın kaynağı olarak Ermenilerden bahsetmek bir yana “515 tarihinde, İslamlıktan önceleri Kars güneyinde Aras Nehri boyuna yerleşen Hazar Türkleri’nin Kalıs/Kalız boyuna göre yöreye 'Kalızvan' denilmiştir diye bir bilgi verilerek adın kökeni Türk milliyetçi tarih yazımına uygun bir şekilde açıklanıyor. Yazılı tarih öncesinden başlayarak anlatılan Kağızman tarihi başlığında ise 20.yy başlarında nüfusun yarısını oluşturan Ermenilerden şöyle söz ediliyor: “Osmanlı-Rus savaşından sonra göç ettirilen halkın yerine Ruslar, Malakanlar, Rumlar ve Ermeniler yerleştirilmiştir” Hemen arkasından gelen “Kağızman'ın Kurtuluşu” başlığının altında “...bu topraklarda yaşayan Ermeniler politik olumsuzluklar nedeniyle Erzurum ve Kars çevresinde yaşayan halkımızla karşı karşıya gelmişlerdir.” denilerek Ermeniler'in Ruslarla birlikte bölgeden çekildikleri iddia ediliyor. Bir tür geldik gibi gittiler anlatımı denebilir. (http://www.kagizman.bel.tr/sayfa-1-belde-tarihcesi.aspx)

1900'lü yılların başına kadar nüfusunun büyük kısmının Ermeni olduğu bilinen ve belediye sitesinde tarihi “Kızıltepe'nin tarihte bilinen ilk isimleri Dünaysır ve Telermen'dir” diye başlatılan Mardin'in bu ilçesinde, Ermeniler'in yaşadığına dair tek bir sözcük bile bulunmamakta. Tel Ermen'in “Ermeni Höyüğü” anlamına geldiğini söylersek tuhaflık daha iyi anlaşılır sanırım. (http://www.kiziltepe.bel.tr/icerikGoster?sayfa=kurumsal&lang&Id=1)

20 yy başlarında bir Süryani yerleşimi olan Dargeçit ilçesinin tarihinde ise Süryaniler'den tek bir kelime ile bahsedilmek bir yana, “Dargeçit ilçesinin tarihi, Türklerin Orta Asya'dan göçüp Anadolu'ya gelmeleri ile başlar. Orta Asya'dan göç eden Türklerin bir kısmı Mezopotamya dediğimiz Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan yere yerleşmişlerdir. Anadolu'ya gelen Türkler 'Eti' Türkleridir.” denerek Türk Tarih Kurumu'nun dahi artık kullanmadığı bir iddiayı dile getiriliyor. (http://dargecit.bel.tr//sayfalar.php?sayfaadi=tarihi)

Muş ilçelerinden ikisinde ise Ermenilerin çok uzak geçmişte yaşamış topluluklar olarak bahsediliyor. Bunlardan Ermenicesi Manazgerd ve yine 20.yy'ın başında nüfusunun önemli bir kısmı Ermeni olan Malazgirt'in, belediye web sitesinde Ermeniler'den 1071'den sonra hiç yaşamamış gibi bahsedilmekte. Resmi tarihin ileri sürdüğü “Türklerin Anadolu'ya açılan kapısı” tabiri ise elbette unutulmamış. (http://www.malazgirt.bel.tr/anasayfa/Sayfa_Modul.asp?nedir=sayfa&id=1) Varto belediye sitesi ise ilçeyi tanıtırken “Bölgede belli dönemlerde Ermeni Krallıkları olduğu, bu nedenle Varto sözcüğünün Ermeniceden gelen bir kelime olması.” dışında, 20.yy'ın başında bölgede binlerce Ermeni'nin yaşadığına dair bir bilgi vermemekte. (http://www.varto.bel.tr/ilcemiz-hakkinda.html)

Siirt belediyesinin web sitesinde anlatılan kent tarihinde ise Ermeniler hakkında, yine ancak Türk Tarih Kurumu'ndan elde edebileceğiniz bilgiler bulunuyor. Sanırım şu örnek yazının korkunçluğunu açıklamakta yeterli olacaktır: “Sason ayaklanması İngiltere'yi harekete geçirdi. Çünkü, Ermeni meselesi, Rusya ve İngiltere'yi menfaat çatışmasında birleştiriyordu. İngiltere Ermenilerin bağımsızlığını isterken; Rusya, Ermeni erin Rusya ya katılmasından yanaydı. Merkezi Tiflis'te olan Ermeni Hınçak Komitesi ile Taşnaksutyun Komiteleri nin amacı, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Ermenilerin Rusya ve İran'daki bütün Ermenilerle birleştirip bağımsız bir Ermenistan Devleti'nin kurulmasını sağlamaktı.” (http://www.siirt.bel.tr/siirt.php) Siirt adının da Ermenice'den geldiğine dair bilgiler mevcut.

Kürt müziğinin önemli isimlerinden dengbêj Karapetê Xaço'nun memleketi olan Kurtalan'ın belediye sitesinin tarihimiz bölümünde yine Ermenilerden tek kelime söz edilmiyor. Karapetê Xaço'nun soykırımdan kurtulmuş bir Ermeni olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı? (http://www.kurtalan.bel.tr/sayfa/kurtalan-tarihi-16/)

19.yy sonlarında nüfusunun neredeyse 1/3'ü Nasturi ve Keldanilerden oluşan Beytüşşebap ise, belediyenin web sitesinde “İlçeye tarih içerisinde Hurriler, Mittaniler, Asurlular, Urartular, Selçuklular ve Osmanlılar egemen olmuştur” diye anlatılıyor. Üstelik bu bilgi doğrudan kaymakamlık sitesinden alınmış. (http://www.beytussebap.bel.tr/html_page.php?page=Tarihce)

Yine zamanında yoğun bir Süryani nüfusa sahip olan ve yakın zamanda yaşanan katliamla gündeme gelen Uludere'nin belediye web sitesinde, Anadolu'da soyu tükendiği söylenen Anadolu kaplanının sonuncusunun burada öldürüldüğü bilgisini alırken Süryanilerle ilgili tek bir kelime bilgi bile alamıyoruz. (http://www.uludere.bel.tr/ilcemizin-tarihcesi)

Viranşehir’in tarihte bilinen adları, Tella, Tel Mevzen ve Constantina'dır.” diye başlayan Viranşehir tarihinde ise Süryanilere dair bilgi yok. Süryaniler de nereden çıktı diye hiç düşünmeyin çünkü tarihte bilinen adlardan diye bahsedilen “Tel Mevzen” Süryanice. (http://www.viransehir.bel.tr/tr/s/Viran%C5%9Fehir_Tarihi)

En korkunç tarih bilgisinin (artık buna ne kadar bilgi denirse) olduğu sitelerden birisi de Van'ın Edremit ilçe belediyesine ait. Ermeniler hakkında resmi tarihte anlatılan her şeyi bu ilçe tarihi yazısında bulabilirsiniz. Ermenilerin ihanet ettiğinden tutun da nüfuslarının aslında fazla olmadığına ve dolayısıyla soykırım diye bir şeyin olmadığına dek her türlü inkar bilgisi mevcut. Sitenin tarih bölümünü Türk Tarih Kurumu'nun ve hatta bizzat eski başkanı Yusuf Halaçoğlu'nun hazırlamış olduğunu düşünmek işten bile değil. (http://www.vanedremit.bel.tr/index.php?action=icerik&icerik_id=4)

Buraya kadar hep BDP'li belediyelerden bahsettim. Kendini sosyalist diye tanımlayan partilerden ise EMEP'li bir belediye olan Dersim'in Pertek ilçesi var. Adı Ermenice “Pertag” olan ve 20.yy başlarında kayda değer bir Ermeni nüfusa sahip olan ilçenin tarihi anlatılırken Ermenilerden bahsedilmediği gibi Pertek adının da “Selçuklular döneminde Oğuz boyları tarafından kaleye dikilen siyah renkli tunçtan yapılmış bir kuş heykelinden alındığı” iddia edilmekte. (http://www.pertek.bel.tr/index.php/pertek-bilgileri/pertek-in-tarihcesi6

Bu kısa ve hızlı inceleme bile anlatılan tarihin resmi tarihten bir farkı olmadığını, bu konuda belediyelerimizin eksik ve yanlış bilgi aktarımında bulunduğunu gösteriyor. Belediyelerin dışa dönük yüzlerinden birisi olan web sitelerinin işlevliğinin yanı sıra içeriğinin de doğru, güncel ve dürüst bilgi vermesi gerekiyor. Demokrat ve halkların kardeşliğine inanan partilerin belediyelerinden daha fazlasını beklemek, çok fazla şey beklemek anlamına gelmez sanıyorum.

0 yorum: