-Geçmişi kontrol eden geleceği, bugünü kontrol eden de, geçmişi kontrol eder-
Irkçılık ve yabancı düşmanlığı
konularının gündemde olması ve Ermeni Soykırım'ını Anma
Günü'nün yaklaşması nedeniyle memleketin ana muhalefet partisi
BDP'nin ve diğer sol, demokrat partilerin iktidarda olduğu yerel
yönetimlerin web sitelerini göz atarak “Tarihimiz” bölümleri
altında bölgelerinin tarihini nasıl anlattıklarına bakayım
dedim. Hemen söyleyeyim, sonuç hiç de iç açıcı değil. Büyük
çoğunluğu resmi tarih anlayışını birebir yansıtan Türk-İslam
sentezi ideolojisi kaynaklı bilgilerle dolu.
Belediyelerin web sitelerinde tarih,
Urartular'dan başlatılıp Roma ve Bizans İmparatorluğu, çeşitli
İslami beylikler ve Osmanlı İmparatorluğu'nu takiben Türkiye
Cumhuriyeti'yle sonlandırılıyor. Bölgenin bir zamanlar yerleşik
halkları olan ama soykırımlar, katliamlar, sürgünlerle yok
edilen Ermeni, Nasturi, Keldani ve diğer halklar ya yok sayılıyor
ya da oldukça olumsuz ifadelerle geçiştiriliyor.
Bilgilerin bir kısmı Wikipedia gibi
pek de güvenilir diyemeyeceğimiz ve değişken içeriğe sahip
siteden olduğu gibi alınmış. Neredeyse hepsi korkunç
diyebileceğimiz propagandif yazılarla dolu. Bir kısmı da
kaymakamlık veya valilik gibi devlet kurumlarının sitesinde olduğu
gibi aktarımda bulunmuş. Bu sitelerdeki yazıların içeriğinin
ise birebir devletin resmi tarihini yansıttığını tahmin
edebilirsiniz.
Biri EMEP'li kalanı BDP'li
belediyelerden bir kaç örneğe bakalım:
Adının Ermenice “Patnots”dan
geldiği tahmin edilen ve zamanında kayda değer bir Ermeni nüfusa
sahip olduğu bilinen Patnos ilçesinin tarihine dair belediye
web sitesinde, Neolitik dönemden Türkiye Cumhuriyeti'ne dek
anlatılan ilçe tarihinde Ermenilere dair tek bir sözcük yok.
(http://patnos.bel.tr/sayfalar.php?id=12)
Oysa yine aynı sitede ilçede, 1870'lerde 2 kilise ve bir Hıristiyan
okulu olduğu belirtiliyor.
Yine Ermenice “Tadavan”dan
geldiği düşünülen Tatvan ilçesinin
belediye web sitesinde, bölge tarihi anlatılırken sayılan tarihi
eserler arasında 54 kilise olduğunu aktarıldıktan sonra nedense
“Kilise sayısının bu kadar fazla olması Hristiyan dinine
mensup Ermeni nüfusunun aynı oranda fazla olduğu anlamına
gelmemelidir.” denerek bir açıklama yapılması gereği
duyulmuş. (http://www.tatvan.bel.tr/tr/tatvanin-tarihi.html)
20.yy başlarında nüfusunun neredeyse
yarısını Nasturilerin oluşturduğu Hakkari'nin
belediye web sitesinde ise bölgenin tarihinden bahseden bölümde,
Nasturilere dair tek bir sözcük dahi bulmak mümkün değil.
(http://www.hakkari.bel.tr/index.php?sayfa=sayfa&id=11)
Hakkari'ye bağlı Çukurca belediyesinin sitesinde ise
Nasturilerden şöyle bahsediliyor: “1.Dünya Savaşı
Döneminde Rusların kışkırtmasıyla ayaklanan Nasturiler Ordu ve
Milislerin ayaklamayı bastırmasından sonra ülkeyi terk
etmişlerdir.” (http://www.cukurca.bel.tr/ilce.htm)
Adı Ermenice Gağezvan'dan
Kağızman'a dönüştüğü tahmin edilen ilçenin sitesinde
ise adın kaynağı olarak Ermenilerden bahsetmek bir yana “515
tarihinde, İslamlıktan önceleri Kars güneyinde Aras Nehri boyuna
yerleşen Hazar Türkleri’nin Kalıs/Kalız boyuna göre yöreye
'Kalızvan' denilmiştir diye bir bilgi verilerek adın kökeni
Türk milliyetçi tarih yazımına uygun bir şekilde açıklanıyor.
Yazılı tarih öncesinden başlayarak anlatılan Kağızman tarihi
başlığında ise 20.yy başlarında nüfusun yarısını oluşturan
Ermenilerden şöyle söz ediliyor: “Osmanlı-Rus savaşından
sonra göç ettirilen halkın yerine Ruslar, Malakanlar, Rumlar ve
Ermeniler yerleştirilmiştir” Hemen arkasından gelen
“Kağızman'ın Kurtuluşu” başlığının altında
“...bu topraklarda yaşayan Ermeniler politik olumsuzluklar
nedeniyle Erzurum ve Kars çevresinde yaşayan halkımızla karşı
karşıya gelmişlerdir.” denilerek Ermeniler'in Ruslarla
birlikte bölgeden çekildikleri iddia ediliyor. Bir tür geldik gibi
gittiler anlatımı denebilir.
(http://www.kagizman.bel.tr/sayfa-1-belde-tarihcesi.aspx)
1900'lü yılların başına kadar
nüfusunun büyük kısmının Ermeni olduğu bilinen ve
belediye sitesinde tarihi “Kızıltepe'nin tarihte bilinen ilk
isimleri Dünaysır ve Telermen'dir” diye başlatılan
Mardin'in bu ilçesinde, Ermeniler'in yaşadığına dair tek bir
sözcük bile bulunmamakta. Tel Ermen'in “Ermeni Höyüğü”
anlamına geldiğini söylersek tuhaflık daha iyi anlaşılır
sanırım.
(http://www.kiziltepe.bel.tr/icerikGoster?sayfa=kurumsal&lang&Id=1)
20 yy başlarında bir Süryani
yerleşimi olan Dargeçit ilçesinin
tarihinde ise Süryaniler'den tek bir kelime ile bahsedilmek bir
yana, “Dargeçit ilçesinin tarihi, Türklerin Orta Asya'dan
göçüp Anadolu'ya gelmeleri ile başlar. Orta Asya'dan göç eden
Türklerin bir kısmı Mezopotamya dediğimiz Dicle ve Fırat
nehirleri arasında kalan yere yerleşmişlerdir. Anadolu'ya gelen
Türkler 'Eti' Türkleridir.” denerek Türk Tarih Kurumu'nun
dahi artık kullanmadığı bir iddiayı dile getiriliyor.
(http://dargecit.bel.tr//sayfalar.php?sayfaadi=tarihi)
Muş ilçelerinden ikisinde ise
Ermenilerin çok uzak geçmişte yaşamış topluluklar olarak
bahsediliyor. Bunlardan Ermenicesi Manazgerd ve
yine 20.yy'ın başında nüfusunun önemli bir kısmı Ermeni
olan Malazgirt'in, belediye web sitesinde Ermeniler'den
1071'den sonra hiç yaşamamış gibi bahsedilmekte. Resmi tarihin
ileri sürdüğü “Türklerin Anadolu'ya açılan kapısı”
tabiri ise elbette unutulmamış.
(http://www.malazgirt.bel.tr/anasayfa/Sayfa_Modul.asp?nedir=sayfa&id=1)
Varto belediye sitesi ise ilçeyi tanıtırken “Bölgede
belli dönemlerde Ermeni Krallıkları olduğu, bu nedenle Varto
sözcüğünün Ermeniceden gelen bir kelime olması.” dışında,
20.yy'ın başında bölgede binlerce Ermeni'nin yaşadığına dair
bir bilgi vermemekte. (http://www.varto.bel.tr/ilcemiz-hakkinda.html)
Siirt belediyesinin web
sitesinde anlatılan kent tarihinde ise Ermeniler hakkında,
yine ancak Türk Tarih Kurumu'ndan elde edebileceğiniz bilgiler
bulunuyor. Sanırım şu örnek yazının korkunçluğunu açıklamakta
yeterli olacaktır: “Sason ayaklanması İngiltere'yi harekete
geçirdi. Çünkü, Ermeni meselesi, Rusya ve İngiltere'yi menfaat
çatışmasında birleştiriyordu. İngiltere Ermenilerin
bağımsızlığını isterken; Rusya, Ermeni erin Rusya ya
katılmasından yanaydı. Merkezi Tiflis'te olan Ermeni Hınçak
Komitesi ile Taşnaksutyun Komiteleri nin amacı, Osmanlı
İmparatorluğu'ndaki Ermenilerin Rusya ve İran'daki bütün
Ermenilerle birleştirip bağımsız bir Ermenistan Devleti'nin
kurulmasını sağlamaktı.” (http://www.siirt.bel.tr/siirt.php)
Siirt adının da Ermenice'den geldiğine dair bilgiler mevcut.
Kürt müziğinin önemli isimlerinden
dengbêj Karapetê Xaço'nun memleketi olan Kurtalan'ın
belediye sitesinin tarihimiz bölümünde yine Ermenilerden
tek kelime söz edilmiyor. Karapetê Xaço'nun soykırımdan
kurtulmuş bir Ermeni olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı?
(http://www.kurtalan.bel.tr/sayfa/kurtalan-tarihi-16/)
19.yy sonlarında nüfusunun neredeyse
1/3'ü Nasturi ve Keldanilerden oluşan Beytüşşebap
ise, belediyenin web sitesinde “İlçeye tarih içerisinde
Hurriler, Mittaniler, Asurlular, Urartular, Selçuklular ve
Osmanlılar egemen olmuştur” diye anlatılıyor. Üstelik bu bilgi
doğrudan kaymakamlık sitesinden alınmış.
(http://www.beytussebap.bel.tr/html_page.php?page=Tarihce)
Yine zamanında yoğun bir Süryani
nüfusa sahip olan ve yakın zamanda yaşanan katliamla gündeme
gelen Uludere'nin belediye web sitesinde, Anadolu'da soyu
tükendiği söylenen Anadolu kaplanının sonuncusunun burada
öldürüldüğü bilgisini alırken Süryanilerle ilgili tek bir
kelime bilgi bile alamıyoruz.
(http://www.uludere.bel.tr/ilcemizin-tarihcesi)
“Viranşehir’in tarihte bilinen
adları, Tella, Tel Mevzen ve Constantina'dır.” diye başlayan
Viranşehir tarihinde ise Süryanilere dair bilgi yok.
Süryaniler de nereden çıktı diye hiç düşünmeyin çünkü
tarihte bilinen adlardan diye bahsedilen “Tel Mevzen”
Süryanice.
(http://www.viransehir.bel.tr/tr/s/Viran%C5%9Fehir_Tarihi)
En korkunç tarih bilgisinin (artık
buna ne kadar bilgi denirse) olduğu sitelerden birisi de Van'ın
Edremit ilçe belediyesine ait. Ermeniler hakkında
resmi tarihte anlatılan her şeyi bu ilçe tarihi yazısında
bulabilirsiniz. Ermenilerin ihanet ettiğinden tutun da nüfuslarının
aslında fazla olmadığına ve dolayısıyla soykırım diye bir
şeyin olmadığına dek her türlü inkar bilgisi mevcut. Sitenin
tarih bölümünü Türk Tarih Kurumu'nun ve hatta bizzat eski
başkanı Yusuf Halaçoğlu'nun hazırlamış olduğunu düşünmek
işten bile değil.
(http://www.vanedremit.bel.tr/index.php?action=icerik&icerik_id=4)
Buraya kadar hep BDP'li belediyelerden
bahsettim. Kendini sosyalist diye tanımlayan partilerden ise EMEP'li
bir belediye olan Dersim'in Pertek ilçesi var. Adı Ermenice
“Pertag” olan ve 20.yy başlarında kayda değer bir Ermeni
nüfusa sahip olan ilçenin tarihi anlatılırken Ermenilerden
bahsedilmediği gibi Pertek adının da “Selçuklular döneminde
Oğuz boyları tarafından kaleye dikilen siyah renkli tunçtan
yapılmış bir kuş heykelinden alındığı” iddia edilmekte.
(http://www.pertek.bel.tr/index.php/pertek-bilgileri/pertek-in-tarihcesi6
Bu kısa ve hızlı inceleme bile
anlatılan tarihin resmi tarihten bir farkı olmadığını, bu
konuda belediyelerimizin eksik ve yanlış bilgi aktarımında
bulunduğunu gösteriyor. Belediyelerin dışa dönük yüzlerinden
birisi olan web sitelerinin işlevliğinin yanı sıra içeriğinin
de doğru, güncel ve dürüst bilgi vermesi gerekiyor. Demokrat ve
halkların kardeşliğine inanan partilerin belediyelerinden daha
fazlasını beklemek, çok fazla şey beklemek anlamına gelmez
sanıyorum.
0 yorum:
Yorum Gönder