5 Eylül 2010 Pazar

Paskalya Yumurtası Siyaseti...

Son zamanlarda sosyalist örgütlerin bir kısmı yeni bir eylem türü olarak yumurta ve boya atma işine girdiler. Solcu saymadıkları solculara kimi zaman yemek yerken, kimi zaman bir panelde konuşurken yumurta ve boya taarruzları gerçekleştirmeye başladılar.

Tabi bizi burada ilgilendiren yumurtaların organik veya fabrikasyon olup olmadığı değil. Boyanın kanserojen etkisi zaten ayrı bir yazının konusu. Bu devrimci eylemi gerçekleştirirken kullandıkları yumurta ve boyayı bakkaldan ve nalburdan kamulaştırma yöntemiyle mi aldıklarını ise bilemiyoruz. Eğer bedeli karşılığında aldılarsa fişini partinin gider makbuzuna işleyip işlemedikleri de Anayasa Mahkemesi'nin alanına giriyor.


İlgilenmemiz gereken konu siyasi düşüncesiyle uyuşmadığımız herkese yumurta veya boya atmanın demokratik bir protesto yöntemi olup olmadığı. Birkaç simülasyonla devam edelim. Diyelim ki ailenizle veya arkadaşlarınızla dışarıda yemek yiyorsunuz. Belki bir kutlama, belki bir anma yemeği bu. Tam ortasında solcu olduklarını söyleyen birileri arkanızda beliriveriyor ve kafanızdan aşağı boya boca ediveriyor. Ortada boyalama işlemini mazur gösterecek şiddetli ve hiddetli bir tartışma hali yok. Hatta boyayı dökerken bir-iki mini sloganla bunun gerekçesini de bir gazete köşesinde yazdıklarınız olarak açıklıyorlar.

Çok mu saçma geldi? Dedim ya, simülasyon yapıyoruz. Yoksa böyle şeyin olduğu ne görülmüş ne de duyulmuş şey...

Bu olmadıysa şöyle bir şey de kurgulayabiliriz; kendi siyasi görüşlerini tartışmak ve duyurmak üzere bir panel düzenliyorsunuz ve konuşmalar sakin bir ortamda devam ediyor. Bu esnada izleyiciler arasından birileri kalkıp söz istiyor ve siz format gereği ancak konuşmalar bittikten sonra söz verebileceğinizi belirtiyorsunuz. Bunun üzerine demokratik haklarının engellendiğini düşünen bu arkadaşlar kırmadan getirmeyi başardıkları yumurtaları ceplerinden çıkarıp konuşmacılara doğru fırlatıyorlar.

Bu da mı olmadı? Peki, yine bir panelde katılımcı konuşmasını bitirdikten sonra birdenbire bir kişinin konuşmacılara doğru koşup boya döktüğünü...

Neyse, örnekleri uzatmanın gereği yok. Zaten hepsi birer simülasyondan ibaret. Önemli olan bu arkadaşların bu tür yumurtalı-boyalı atraksiyonlara karşı çıkanlara verdikleri yanıt, ki o da bunun demokratik bir protesto yöntemi olduğu şeklinde. Hatta bir kademe daha ileri gidip Avrupa'da yapıldığı zaman herkes beğeniyor ama bize gelince nedense herkes tepki gösteriyor diyorlar.
Onlar böyle Avrupa'dakiler gibi tepki gösteriyoruz deyince hepimizin aklına nükleer santralleri savunan bürokratların suratına atılan pastalar, ırkçı politikacılara fırlatılan yumurtalar veya savaş yanlısı yöneticilere yollanan ayakkabılar geliyor. Hedef alınan kişilerin profili herhalde dikkatiniz çekmiştir. Kararları ve eylemleriyle kamusal çıkara zarar veren kişiler oldukları gayet net. Bizdeki durumun ise bununla uzaktan yakından ilgisi yok. Kendisine solcu diyen bazıları, yine kendisine solcu diyen diğerlerini hedef alıyor.

Soldan toplum yararına siyaset yapması beklenirken ortaya çıkan bu paskalya yumurtası siyaseti, bize “Batı'nın teknolojisini alalım ama kültürünü almayalım” zihniyetinin sola yansımış halini gösteriyor.

0 yorum: