15 Ağustos 2010 Pazar

Hacivat Bey ve Bay Karagöz

Onlar ki mitingde hatip, tv’de ağlak, kürsüde saldırgandırlar,
Kurnaz, politik ve demagogdurlar
Ve kahreden, seçilen ki onlardır
Destanımızda yalnız onlara yer vardır.


Baklava, kahve, cacık vs. gibi Yunanlarla çekiştiğimiz bir başka konu olan ve son anda tescil ettirdiğimiz Karagöz ve Hacivat’tan sonra yeni bir oyunumuz var artık: Recep Bey ve Bay Kemal. Bilindiği üzere Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan bir gölge oyunudur. İşte şimdi biz de bu gölge oyununun post modern çağlardaki halini Recep Bey ve Bay Kemal karakterleri olarak görüyoruz. Zamanında mum ışığıyla perdeye yansıtılan gölgeler şimdi miting meydanlarında kaydedilip tv ekranlarına yansıtılan yüksek çözünürlüklü görüntüler haline dönüştü.

Bütün bir ülke, anayasa değişikliği referandumu sahnesindeki bu “neo” gölge oyununu her gün TV ekranlarında bıkkınlıkla izliyoruz. Recep Bey Kütahya’dan laf atıyor, Bay Kemal Sivas’tan yanıtlıyor. Bay Kemal Malatya’dan mesaj gönderiyor, Recep Bey Uşak’ta ortaya çıkıyor. Daha önce defalarca değiştirilen 82 anayasasıyla ilgili son değişiklik paketi Recep Bey tarafından epey abartılarak, 12 Eylül darbesiyle hesaplaşma, Bay Kemal tarafından ise tamamen saptırılarak, kayısı üreticisinin sorunlarına bile çare bulmayan faydasız bir öneri olarak sunuluyor.

Siyasi gündemimiz güncel herhangi bir konuyla ilgili olarak bir kez ortaya çıkarılmış olan basmakalıp iddiaların ha babam tekrar edilmesi ve AKP ve CHP genel başkanlarının karşılıklı atışmalarından ibaret. Bu esnada ne değişiklik önerisinin içeriğine, ne madende gömülen, tersanede ölen işçilere, ne tutuklanan BDP’li siyasetçilere, ne çatışmalarda ölen gençlere ne de İnegöl ve Dörtyol'da ucu görünen provokasyona dikkat ediliyor. Ülkenin temel sorunları, üstelik hiç de kaliteli olmayan, bir Hacivat - Karagöz atışmasının arasında kaybolup gidiyor. Bu atışmada perdenin diğer tarafında kalan bizler arkası yarın misali Recep Bey veya Bay Kemal acaba mevzuya yarın nasıl bir “ayar” verecek diye bekliyoruz.

Televizyon kanalları ise muhabirlerini ve kameramanlarını tatil beldelerinde “sanatçı” peşinde koşan paparazziler gibi bu iki “siyasetçi”nin peşine takmış, “son dakika” başlığıyla verebileceği “haber” peşinde. Yakaladıkları atışmaları ana haber bültenlerinde Bay Kemal’in sabah söylediği söz, Recep Bey’in öğlen ona verdiği yanıt, Bay Kemal’in ikindi vakti kontra yanıt ve Recep Bey’in akşamüstü kapanışı şeklinde sunuyorlar (her zaman son yanıtı Recep Bey veriyor değil elbette).

Ancak Hacivat ve Karagöz insanları eğlendirip kahkahalar attırırken Recep Bey ve Bay Kemal yüzümüzde acı bir gülümsemeden başka bir tepkiye yol açamıyor. Bize ülkemizde ne kadar sığ bir siyaset yapıldığını, sağından soluna herkesin belirli kalıpların içine girip, hakkında bir sürü laf çevirdikleri konunun içeriğine bakmadan düşman gördüğünün karşısına geçmeye ne kadar meraklı olduğunu gösteriyor. Yurttaşların ise bir kısmı Hacivat’ın bir kısmı Karagöz’ün söylediklerine içeriğine çok da dikkat etmeden alkış tutuyor. Karşımızda “Yar bana bir evet ihsan eyle” diyen bir Hacivat'a “Hayırda hayır vardır deyin Recep Beye” diye yanıt yetiştiren bir Karagöz var.

Geleneksel Hacivat ve Karagöz kalıbının kötü bir taklidi olan bu post modern gölge oyununu dağıtacak bir güç henüz ortaya çıkmadı. Bu gücü potansiyel olarak taşıyan sol ise hâlâ gölge oyunuyla mücadeleyi gölge boksu olarak anladığı için, boşluğu yumruklayıp duruyor.

Sol, kendi Hacivat ve Karagözlerinden kurtulup, perdeyi yıkıp viran eyleyecek teoriye ve pratiğe ulaştığı zaman bu gölge oyunu dağılacak. Ne zaman mı olacak? 'Hemen şimdi. Katıl, değiştirelim!'

Mitinglerde kalabalıklara yağlı urgan atan Tuzsuz Deli Bekir'in ne dediği ise Hacivat ve Karagöz arasındaki atışmanın kaldırdığı toz duman arasında pek anlaşılmıyor. Modern Karagöz perdesinde, o ancak ana haber bültenlerinin son dakikalarında yer buluyor ve fanatik hayranlarının dışında kalan oylarının bir kısmı Hacivat Bey'e bir kısmı Bay Karagöz’e kayıyor gibi görünüyor.

0 yorum: