28 Şubat 2011 Pazartesi

Yatmadan Önce 100 Soruda TKP

TKP’nin kendini tanıtma yolunda kullandığı yöntemlerin çeşitliliği ile gerçekten takdir edilmesi gereken bir çabayı gösteriyor. Gazete, dergi, internet sitesi gibi yöntemlerden sonra bu kez belki biraz nostaljik kabul edilebilecek “100 Soruda ….” formatını deniyor: Herkesin konuştuğu ve merak ettiği popüler sorulara kısa ve net yanıtlar. Fazla okuma alışkanlığı olmayan bir ülke için bu da iyi bir yönteme benziyor. Sürekli koşuşturmaca içinde yaşayan insanlar için konsantre bir tanıtım her zaman ilgi çekicidir.

Bu güzellemeden sonra içeriğe yani sorulara verilen yanıtlara gelirsek, işte orada işin rengi değişiyor. Ya insanlara “komünistler”in öcü olmadığını gösterme telaşı ya da format gereği kısa ve net yanıt verilmesi mecburiyeti nedeniyle bilinçaltındaki bazı düşünceler açığa çıkmış gibi görünüyor. Elbette TKP’nin bazı konulardaki bazı değişik düşünceleri zaten bilinmekteydi. Hiç söylenmemiş şeyleri söylüyor değiller ama bu sefer gerçekten şüpheye yer bırakmayacak şekilde net yanıtlar verilmiş.

100 soruya verilen yanıtlara bakarsak şu konular özellikle tartışılacak şekilde yanıtlanmış:
  1. Kürt sorunu
  2. Din sorunu
  3. Asker sorunu
İlk olarak Kürt sorunuyla ilgili verdiği yanıtlardan başlayalım:

Kürt sorunuyla ilgili sorulara verilen yanıtlardan ilk bakışta çıkarılabilecek şey, TKP’nin kendisini özenle Kürt Hareketinden yani BDP’den ayrıştırma çabası. Bunu da verdiği yanıtlarda BDP’nin Kürt sorunun çözümüne yönelik önerilerinin sistematik bir şekilde reddedilmesinden anlıyoruz. Örneğin Kürtlerin kendi kendilerini yönetme isteğinin bir tezahürü olarak ortaya çıkmış olan “Demokratik Özerklik” kavramı, özelleştirmelere yol açacağı gerekçesiyle reddediliyor: “Bu talep, Türkiye'nin idari yapısındaki değişikliklere de paralel olarak eyalet modeline dönüşümün ayaklarından birisi olacaktır. Yerel yönetimlerde sermayenin daha güçlü olduğu, sermaye grupları ve sanayici iş adamı derneklerinin toprak parçalarını yönettikleri bir özerkleşme modeli, uluslararası tekeller ve emperyalistler açısından bulunmaz bir nimettir.”1 Böylece “Demokratik Özerklik” kavramına dair, kavram sahiplerinden yapılan hiçbir açıklamada TKP'nin kurguladığı şekilde bir belirtme olmamasına rağmen bu yönde bir niyet varmış gibi sunuluyor. Ayrıca bu “sol” bakış açısının “duygusal ve hassas olan Türk halkını” tatmin etmeyebileceği düşünülmüş olacak ki bu kez “bölünme korkusu” vurgulanıyor ve “Demokratik Özerklik” kavramının bölünmeye yol açacağı iddiasında bulunularak bu nedenle de reddedildiği anlatılıyor: “Bugün Türklerin ve Kürtlerin birliğinin çokça konuşulduğu bir dönemde özerklik bu birlik ve kardeşliğe hizmet eden değil tam tersine bölünme psikolojisini körükleyen bir zemin sunacaktır.”2

Elbette ki bir “komünist” parti olarak emekçi ve işçi Kürtlerin anadillerini öğrenmelerinden ve anadilleri ile eğitim almalarından yana olunduğu söyleniyor. Ancak yine de sıklıkla esas olarak işsizlik ve yoksulluk vurgusu yapılarak Kürt sorunun temelinin buradan kaynaklandığı ve dolayısıyla çözümün de bu kavramların referans alınmasından geçtiğini kabul ettikleri anlaşılıyor. TKP’nin yanıtlarından kendi iktidarlarında “devlet”in bölgeye özel olarak önem vereceği ve eşitsiz gelişmeyi ortadan kaldırmayı deneyeceği anlaşılıyor. Belki CHP’den farklı olarak somut bir “Et ve Balık Kurumu” önerisi yok, o kadar: “Kürt sorunun kaynağında toplumsal eşitsizlikler vardır. Kürt sorunu, kapitalist piyasa ekonomisinin getirdiği eşitsizlikler nedeniyle bugün geldiği noktaya ulaşmıştır.”

Ayrıca bir bütün olarak Kürtlerin, hem Irak’taki hem de Türkiye’deki Kürtlerin, ABD emperyalizminin etkisinde olduğu vurgulanarak bu uzak durma siyaseti üçüncü bir argümanla defa meşru kılınmaya çalışılıyor. Irak Kürdistanı’nın bağımsız olması halinde ABD güdümünde bir uydu devlet olacağı vurgulanıyor ve Türkiye’deki Kürt hareketinin de zaten ABD’de emperyalizminin etkisine girmekte olduğu saptaması yapılıyor: “Ancak günümüzde Türkiyeli Kürtler ve hatta bölgede yaşayan Kürtlerin bütününün emperyalistler tarafından tuzağa düşürülmeye çalışıldığını bilmemiz gerekiyor... Kuzey Irak'ta kurulması planlanan devlet, ABD'nin planları dışına çıkamayacağını belli etmiştir. Kabaca şöyle düşünelim: Eğer gidişat böyle devam ederse, bölgede ABD'ye göbekten bağlı bir devlet daha kurulacaktır.”4 Eğer TKP, “bölünmeyen” bir Irak'ın ABD'ye göbekten bağlı olmayacağını varsayıyorsa çok iyi niyetli bir parti demektir. Yok, eğer Irak'ın halihazırda ABD'ye göbekten bağlı olduğunu bildiği halde, Iraklı Kürtlerin devlet kurmasına karşı çıkıyorsa, geriye bunun nedenini bölge halkının Kürt olmasına bağlamaları kalıyor.

Bunların dışında elbette “gericiliğe” karşı bir parti olarak dini hareketlerin Kürtler üzerindeki etkisi de pas geçilmiyor. Dini hareketlerin Kürtler içerisinde örgütlenmesinin de önüne geçileceği belirtiliyor: “Kürtler içerisinde örgütlenmeye çalışan her türden dini cemaate karşı durulmalı, bunların mevzi kazanmasının önüne geçilmelidir.”5

Ve nihai olarak Kürtlerin kurtuluşunun TKP’nin kuracağı sosyalist bir Türkiye’yle mümkün olabileceğiyle öngörüsü ile sorunun çözümü noktalanmış: “TKP, Kürt sorununun ülkemizdeki Türklerin ve Kürtlerin birlik olarak kuracağı sosyalist bir cumhuriyet ile çözülebileceğini düşünmektedir. Kürt sorununun nedenleri olan yoksulluk, eşitsizlik ve ayrımcılık ancak sosyalizmde ortadan kaldırılabilir.”6 Bir bütün olarak TKP’nin Kürt sorununa bakış açısı, Kürtleri bölücü, gerici, emperyalist odakların tahakkümünden kurtarma gerekliliği olarak özetlenebilir. Kürtler kendi haklarında karar verebilecek özne değil de müdahale edilmesi gereken bir nesne olarak görülmüş. Beyaz adamın yerlileri kurtarması gibi TKP’nin Kürtleri kurtarmasını bekleyeceğiz. Bu da bizzat 47. sorunun kendisi olarak net bir şekilde ortaya konmuş: “47. TKP İktidara Geldiğinde, Yani Sosyalizmde Kürt Sorunu Nasıl Çözülecek?”7

Tabi ki ülkedeki her siyasetin olduğu gibi TKP’nin de bu sorunun tespiti ve çözümüyle ilgili fikirlerini beyan etmesi normal ama Kürtlere ilişkin bölücülük, gericilik ve emperyalizmin maşası olmak şeklinde ileri sürdüğü eleştiriler size de çok tanıdık gelmedi mi?

1 100 Soruda Türkiye Komünist Partisi sf.49
2 100 Soruda Türkiye Komünist Partisi sf.49
3 100 Soruda Türkiye Komünist Partisi sf.46
4 100 Soruda Türkiye Komünist Partisi sf.47
5 100 Soruda Türkiye Komünist Partisi sf.51
6 100 Soruda Türkiye Komünist Partisi sf.46
7 100 Soruda Türkiye Komünist Partisi sf.54

0 yorum: