13 Aralık 2010 Pazartesi

Bizimkileri Özgür Kılmak Ellerimizdedir...

Bizde devlet iki tür katil yaratır: Gerçek olan ve gerçek olmayan. Gerçek olanın yaşı küçültülür, cezası indirilir, gerçek olmayanın yaşı büyütülür, idam edilir.

İdam edilenler bizimkilerdir.

Bizimkiler, önce abimiz/ablamız ve arkadaşımız olurlar, sonra kardeşimiz ve çocuğumuz. Nasıl mı olurlar? Çünkü bizimkiler hiç büyümezler. Bizimkilerin resimleri sararıp solsa bile aslında kendileri hiç yaşlanmazlar. Bizim boyumuz uzar, bıyığımız terler, yüzümüz çizgilenir, saçlarımız ağarır, belimiz bükülür ama onlar hep öyle genç, öyle dinç kalırlar.

Bizimkilerin gözleri resimlerde olsa bile umut doludur. Belki bazen o gözlerde henüz yapılacak işleri bitiremeden, sevilecekleri doyasıya sevemeden ayrılacak olmanın şaşkınlığı ve hüznü de okunur ama umut, hep dolu doludur.

Bazen resimleri sararıp solsa bile aslında yaşlanmayan bizimkilerin gözlerinde sitem de okuruz. Ama sitem ettiklerinden değil, biz o an vicdanımızı okuruz. Çünkü bizimkiler sehpalarını kendileri devirmeden önce “gün gelecek hesap sorulacak” diye haykırmışlardır ve o haykırışlar ki gökkubbede hâlâ salınmaktadır. Yeryüzüne bir türlü indiremediğimizdendir gözlerinde okuduğumuz sitemler.

Bizde devlet iki tür katil yaratır: Gerçek olan ve gerçek olmayan. Gerçek olanın yaşı küçültülür, cezası indirilir, gerçek olmayanın yaşı büyütülür, idam edilir.

İdam edilenler bizimkilerdir.

Bizimkileri özgür kılmaksa ellerimizdedir...

0 yorum: