27 Ekim 2010 Çarşamba

Kemalist Hulk...

Çizgi roman kahramanı Hulk’u bilirsiniz. Bilmeyenleriniz varsa bilenler bilmeyenlere anlatsın demiyorum ve özet geçiyorum. Hulk denen kahramanımızın ortaya çıkış hikâyesi kısaca şöyle:

Hulk, Bruce Banner isimli bilim insanının, çölde yapılan bir nükleer deneyde gama ışınlarına maruz kalması üzerine harekete geçen mutasyonlar sonucu ortaya çıkan kahramandır. Banner aslında zeki ve mantıklı bir bilim insanı olmasına karşın, sinirlendiği ve heyecanlandığı zamanlarda çok kısa bir süre insanüstü bir güce sahip olan ve aşırı duygulandığında öfke patlaması yaşayan bir dev olan Hulk' a dönüşür.

İşte Türkiye solu da cumhuriyetin kuruluşunda Kemalizmin yaydığı gama ışınlarına maruz kaldığı için sinirlendiği ve heyecanlandığı zamanlarda içindeki öfke patlaması yaşayan Kemalist ortaya çıkabiliyor. Bu kimi zaman Kürt sorununda oluyor, kimi zaman din sorununda. Son zamanlarda ise ağırlıklı olarak devlet bürokrasisi ve din sorununda…

Solun içindeki Kemalist Hulk ilk defa, kuruluş yıllarında kabaca “Kemalizm feodaliteyi ve ağalık sistemini dağıtacak, modern kapitalizm olunca biz de devrime daha çok yaklaşmış olacağız” gibi bir mantığa sahip olduğu için Kürtlere karşı girişilen tahkir ve tezyif hareketlerine sessiz kaldığı, hadi açık konuşalım zaman zaman destek verdiği, esnada kendini göstermiş gibi görünüyor. Zaman içinde Kürtlerin hem Büyük 12 Eylül Darbesi, hem de artık devrim sonrasını beklemeye sabrının kalmaması nedeniyle solla örgütsel anlamda yollarını ayırması üzerine pek sesini çıkarmayan solun bir kısmı yine de hâlen Kürtler ABD’yle işbirliği yapıyor manasına gelen öfke patlamalarını zaman zaman göstererek Hulklaşıyor.

Fakat son zamanlarda esas tantana anayasa değişikliği ve türban serbestliği konusunda çıkıyor. Neredeyse bütün teorilerinde devlet hakkında atıp tutan sol, İslamcı referanslara sahip bir hükümet iktidar olduğu için yapmak istediği değişikliklere içindeki Kemalist Hulk’u açığa çıkartarak karşı koymaya çalışıyor. Bu öfke patlaması anlarında açığa çıkan enerjiye hâkim olamadığı için de etrafı kırıp döküyor. Bu kırıp dökme son olarak referandum sonuçlarında hayır diyen ve büyük, çok büyük çoğunlukla CHP/M ve MHP’nin oluşturduğu %42’lik kitleyi, ülkedeki geleneksel sağ-sol dengesindeki sol taraf olarak tabir edip evet diyen solcuları ise liberal olarak itham etmek olarak tezahür etti.

Anayasa değişsin, geçici 15. Madde kalksın istiyorlardı ama galiba bunların hepsini devrimden sonra biz yaparız diye düşündüklerinden olsa gerek, sağcı, hem de islamcı köklere sahip bir iktidar kör topal bunu kendi işine gelir bir şekilde de olsa değiştirmeye kalkışınca, birden başta bahsettiğimiz gama ışınlarının etkisiyle değişen metabolizmalarının içindeki Kemalist Hulk kendini dışarı atıverdi. Yapılmak istenen değişikliklerle ilgili ön açıcı, özgürlükleri genişletici yönde tepki vermek yerine, masayı dağıtmaya çalışmayı tercih etti. Sonuç ortada. Masa dağılmadığı gibi dağıtacağız diyen solun esamesi bile okunmadı (CHP/M ve MHP’yi sol sayanlardan değilim).

Yetmedi bu kez yıllarca saçı uzun, kulağında küpe var diye dayak yiyenleri savunan bu solcular iş şimdi türban takanların üniversitelerde serbest bırakılmasına gelince bir anda heyecanlanıp sinirlendiler ve Kemalist Hulk yine zuhur etti. Belli bir yaşı geçmiş kadınların kafasına ne takıp takmayacağına karışılamayacağını söyleyen solcuları türbanı savunmakla itham ettiler. Kemalist Hulk, türban takma serbestliğini savunmakla türbanı savunma arasındaki farkı idrak edemeyecek kadar öfke patlaması yaşıyordu.

Kemalist Hulk ortaya çıkmışken solcuların başına bin bir türlü ceza yağdıran yargı bürokrasisini de desteklemeden geçemezdi. Öyle de yaptı. Yüksek yargı ve AKP arasındaki çekişmede “yesinler birbirini” bile diyemedi. Yargıyı yedirtmem dedi. Şu sıralar AKP'nin tipik bir sağcı parti olarak yaptığı HSYK seçimi neticesinde haklı çıktığını düşünerek böbürlenmekle meşgul.

Bruce Banner bir daha geri gelir mi bilinmez, Hulk'u ortaya çıkaran öfke hayli güçlü gibi görünüyor. Sol kırılma yaşamasın da ne yapsın?

0 yorum: